Bir başka dünyaya ayak basmıştı sanki. Bu, hesapta olmayan bir kar yağışıyla karşılaşmaya benziyordu. Bir de, ilk kez kalınan yabancı bir evde, uyandıktan sonraki şaşkınlığa... Sabah sabah, yirmi çeşit şarkıya, yerinde duramayan rengârenk kalabalığa karışmak... İşte hayatın yalan gürültüsü, yalan sessizliği. Bir bakıyorsunuz, düş mavileriyle çevrilmiş dünya. Bir bakıyorsunuz, çığlık çığlığa, sarılar, kırmızılar sarmış her yanı. Değişmeyen renk nerede ? Onu bulamıyorsunuz. Gülünç geliyor düşününce, çırpınışı insanın. Her şey, eskiyor, yenileniyor, çürüyor, atılıyor.
Paragrafta yazar asıl neyi vurgulamaktadır ?