Gorgias; "Hiçbir şey yoktur, olsa bile bilemezdik, bilseydik de başkalarına bildiremezdik." demiştir.
Gorgias bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
"Her şey akar. Aynı ırmağa iki kez giremezsin; çünkü her girişinde üzerinden yeni sular geçer."
Herakleitos bu sözlerinde aşağıda verilenlerden hangisini savunmaktadır?
• Herakleitos'a göre, karşıtlıklarla, bunların arasındaki savaş olmasaydı evrende varlıklar da olamazdı. Savaş her şeyin babasıdır. Savaşı kaldırırsak dünyadaki bütün şeyler de ortadan kalkar.
• Hegel'e göre her şey kendinden çelişkilidir. Yani her şey kendinde karşıtını bulundurur. Varlık, yokluğu içinde bulundurur. Ama bunlar tek başına bir şey ifade etmez.
Bu belirlemelere göre, Herakleitos ve Hegel'in ortak yönü olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir?
Felsefe "var olan" şeylerin bütünü üzerinde durur; ve "var olan" şeylerin ortak olan, birleştirici olan yanlarını ele alır.
Buna göre, felsefe varlıldarı incelerken aşağıdakilerden hangisini temel alır?
• Herakleitos'a göre doğadaki değişim sonsuz ve süreklidir; değişiklik yalnızca duyumsal bir görünümdür.
• Parmenides'e göre süreklilik temeldir; değişme, bir görünüm değişikliğidir.
Herakleitos ve Parmenides aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermişlerdir?
Her şey gibi insanın kendisi de, bedeni de, ruhu da sürekli değişim içindedir. Çünkü bugünkü bedenim dünküne göre tümüyle başka unsurlardan oluşmuştur. Çevresindekilere dikkatle bakmayı bilen kişi herşeyin sürekli değiştiğini görecektir. Ancak, sürekli hareket ve değişim içinde olan evrende, sabit kalan bir şey, bir yasa vardır. Sabit kalan, değişmeyen şey madde değil, tüm değişimi gösteren yasadır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Hobbes'a göre, kendi kendine dayanan her şey ancak bir cisim olarak düşünülebilir. Cevher niteliğinde olan şey, bilincin dışındadır. Bilincin dışında olmak da maddesel olmak, mekanda bulunmak anlamını taşır. Her cevher bir cisim, her olay bir harekettir. Hobbes, ruh gibi soyut bir kavramın bile duyularla algılanamayacak kadar ince bir cisim olduğunu ileri sürmüştür.
Aşağıdaki yargılardan hangisi Hobbes'un bu parçadaki görüşüyle çelişir?
George Berkeley, "Var olmak algılanmış olmaktır." savıyla aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
Aristoteles'e göre bir tohumun içinde ona biçim verecek bir güç gizlidir. Bunun içindir ki, tohum toprağa ekilir ekilmez ondaki gizli güç harekete geçer ve tohumun çevresinden aldığı hava, su ve besinler onun üzerinde etkili olur. Bitki, tohumun içindeki bu gücün çevreden aldığı etkilerle tohumu biçimlendirmesi sonunda vardır.
Aristoteles'in bu görüşüne dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
19. yüzyıl başlarında özellikle Almanya'da en yaygın felsefe anlayışı Hegel'in yaklaşımıydı. Bunun nedeni, Hegel'in yönteminin çeşitli bilgi dallarına uygulanabilmesiydi. Hegel'e göre her objenin arkasında bir idea gizlidir. Düşünmek, bu objenin arkasındaki ideayı kavramaktır. Dolayısıyla akla uygun olan gerçek, gerçek olan da akla uygundur. Ancak doğa bilimlerinin gelişmesiyle 19. yüzyılın sonlarına doğru Hegel'in yaklaşımının etkisi azalmıştır.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
Zenon'a göre biz, atılan bir okun hareket ettiğini sanırız . Oysa ok, hedefe varmak için atıldığı yer ile hedef arasındaki mesafenin her bir noktasını teker teker geçmek zorundadır. Her noktada ayrı ayrı bulunmak, durmak demek olduğuna göre, ok bütün uçuş sürecinde duruyor demektir.
Bu parçadaki görüşünde Zenan aşağıdakilerden hangisini örneklendirmektedir?
Görmüş olduğumuz şu evren, "Arkhe" adı verilen su, hava, ateş, birlik, sayı, atomlardan ve bunlardan birinin veya bir kaçının şekil değiştirmesiyle oluşmuştur.
Ontolojiye ait bu görüşleri savunan filozoflar aşağıdakilerden hangisi olabilir?
Materyalizm 19. yüzyılda doğmuş bir akım değildir; kuramsal bir görüş olarak her kültür döneminde bulunabilir. Maddeyi evrensellik öğesi yapan eski Grek atomcularından Demokritos'tan beri materyalist düşünce çeşitli biçimlerde ortaya çıkmış, Hıristiyan Ortaçağında bile büsbütün ortadan kalkmamıştır. 17. yüzyılda İngiltere'de, 18. yüzyılda Fransa'da kendini hissettirmiş; Aydınlanma çağında ise yüksek düzeyine ulaşmıştır.
Bu parçada materyalizmle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine yer verilmiştir?
Birbirlerinden aralarındaki boşlukla ayrılan atomlar, tıpkı harflerin sözcükleri, cümleleri ve bütün olarak yazıyı meydana getirmesi gibi, gerçekliğin yapı taşları olarak ortaya çıkarlar. Onların bir araya gelişleri ve birbirlerinden ayrılışları sonucunda birleşik cisimler meydana gelir.
Demokritos'un bu görüşünden aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?