Sanatta, nesnelerin bildiğimiz anlamından kopabilmemiz, onları düşündüğümüz gibi değil, oldukları biçimde kabul edebilmemiz gerekir: Örneğin, bir tabloda, ekmek fırını camekanında bir dikiş makinesiyle bir şemsiye bir arada olabilir, işlevi saf ve kesin bir biçimde saptanmış gerçek bir nesnenin (bir şemsiye) kendinden çok uzak bir başka nesneyle (bir dikiş makinesi birlikte, her ikisi için de garip kaçan bir yerde (bir fırın camekanı) bir arada olmaları, kendiliğinden bu nesneleri işlev ve kimliklerinden ayırır: Bu nesneleri eski anlamlarıyla görmek bir yanılgıdır: Artık onlar, gerçek, şiirsel, yepyeni bir anlama kavuşmuştur:
Bu parçada aşağıdaki görüşlerden hangisi öne sürülmektedir?