Ben daha çok, insanı tanıyan, olayları değil de insanın insanla, insanın toplumla ilişkilerinin arka planını verebilen yazarları seviyorum. Bütün çabam da bu olmuştur. Olaylar, görüntüler ve bunların betimlenmesi ikinci plandadır. Bunlar gerekli ve yerinde verilebilecek öğeler olmalı. Ve bunları vermek de şarttır. Esas olan insanı bir bütün olarak anlatmaktır. İşte bunlar ilgilendirir beni.
Bu parçaya göre bir yazarda aranması gereken özellik aşağıdakilerden hangisidir?
Dostoyevski olayları rahat, sakin bir şekilde anlatmayı hiçbir zaman başaramamıştır. Dostoyevski'nin dünyası tutkudan doğmuştur. Onu değerlendirebilmek için de tutkulu olmak gerekir. Hiçbir zaman tatlı bir huzur duygusu ile rahata kavuştuğumuz olmaz Dostoyevski'yi okurken. Trajediye biz de katılırız, olayların akışına, kahramanların yaşamına biz de kendimizi kaptırırız. Dostoyevski, soluğumuzu keserek, başımızı döndürerek ruhun uçurumlarına doğru inmeye zorlar bizi. Okuma salonlarının müşterilerine, amatör okuyuculara yabancıdır onun romanları, son derece tutkulu kimseler ona erişebilir.
Bu parçada, Dostoyevski ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Kendi kusurlarını görmeyen insanın, başkalarının kusurlarını sayıp dökmesinin gerçek nedenini hep düşünmüşümdür. İnsan, başkalarının kusurlarını sayarken bir çeşit zevk ile gerinir, kendine ait eksiklikler sayılıp dökülünce de savunmaya geçerek bir yay gibi geriliverir. Sanki o, başkalarının eksiklerini görmezse, başkaları onun kusurlarını görüverecekmiş gibi gelir ona.
Bu parçaya göre, insanın, başkalarının kusurlarını araştırmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Fotomuhabiri olarak imza attığı kamuoyunu sarsan fotoğrafları ve çektiği benzersiz yıldız portreleriyle dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Eve Arnold'un fotoğraflarının yer aldığı sergi bugün açılıyor. Eve Arnold 1957 yılında Amerika'da bir' ajansa kabul edilen ilk Amerikalı kadın fotoğraf sanatçısıdır. 50 yıllık fotoğraf kariyerinde ırkçılık, yoksulluk gibi toplumsal konulara, politik gelişmelere objektifiyle tanıklık ettiği gibi ünlü simaları da kendi karelerinde ölümsüzleştirmiş. O, fotoğraflarında ünlü kişilerdeki sıradanlığı yakalamak konusundaki eşsiz başarısını da gözler önüne seriyor.
Bu parçada sözü edilen fotoğrafçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Ailem, edebiyatı seviyordu. Babam ve ağabeyim bir yazardı. Kendimi bildim bileli hep yazmaya özendim. İlk yazılarımı yazdığımda on sekiz yaşındaydım. O dönemlerde Namık Kemal'in Zavallı Çocuk, Akif Bey adlı oyunları basıldı. Okudum onları. Ben de tiyatro yazarı olmak istiyordum. Üç beş perdelik oyunlar yetmiyordu bana. On perdelik oyunlar yazmaya kalkıştım. Söylemeye gerek yok, hiçbirini bitiremedim.
Bu parçada yazar kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
Kimi romanlar artık bana alışılmış ve kalıplaşmış gibi geliyor. Sanki birileri belli bir biçim koymuş, ardından gelenler de böyle yazılan romanlar daha iyi satar ve daha çok ilgi toplar diye düşünüyor. Bana böyle bir romanı yazmak çok bayağı geliyor. Bence romanda yazar, gizemli bir öykü bulacak. Roman kişileri biraz bir şeylerin peşinde koşacak, heyecan ve gerilim olacak. Bunlara karakter ve mekan betimlemeleri ile yalın bir dili de ekleyin. İşte benim istediğim romanın çerçevesi bu.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisine değinmemiştir?
Sait Faik yaşadığı dönemin en iyi öykücüsüydü. Onun ne bir biçim kaygısı ne de nesnel olma gibi bir düşüncesi vardı. Zaman zaman öykülerinde, anlatan kişi ile anlatılan kişiyi seçmek zorlaşır. Eserlerindeki bütün kişiler, her şeyi içten, kendi içinden anlatır. Gerçekçilik arkasından koştuğu yoktur onun. Az bulunur onun kadar öznelci yazar. Bir doğru vardır onda. Kendi doğrusu, kendi içinin doğrusu.
Bu parçadan Sait Faik ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Ahmet Kutsi Tecer, Karacaoğlan'dan Nasrettin Hoca'ya kadar değişik portrelerin yaşamları, kişilikleri ve eserleri üzerine çalışmalarda bulunmuştur. Tekrar tekrar ve titizlikle taradığı eski kaynaklardan ilginç belgeleri bizlere sunmasının yanında, çalışmaları; ortaoyununa, köylü temsillerine, halk oyunlarına kadar bütün folklorumuzu içine almıştır. Ve zaman gelmiş bu hummalı çalışmalar birçok şiirinin çıkış noktasını oluşturmuştur. Yine de şiirlerinde Halk edebiyatımızın şen şakrak, iyimser havasından çok, aşırı duyarlıklı ifade ve duygularını görmekteyiz.
Bu parçada Ahmet Kutsi Tecer'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?