Kurtuluş Savaşı’nda Maraş, Antep çevresinde Kuvâ-yı Millîye Komutanı olarak bölgedeki direnişi yöneten Ali Kılıç anısını dile getirmiştir:
Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi. O savaş ki araç, gereç, personel kıtlığı bugün güç tasavvur edilirdi. Tümenlere binbaşılar, kolordulara yarbaylar komuta ediyordu. Fakat bu kadro canını dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh hâletinin eseriydi. Anlatışlarını şöyle bağladı:
— İşte, büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır. Bu alçak gönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk. Bu arada Atatürk bir duraklama yaptı. Sonra içine dönük, âdeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
— Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak, yalnız bana ait olacaktı. Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine mal eden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım. “Hatıralar, 1955”
Mustafa Kemal ile ilgili yukarıda verilen anıdan hareketle Mustafa Kemal ve askerlerinin;
I. Vatanseverliği,
II. Bağımsızlığa düşkünlüğü,
III. Cesareti
özelliklerinden hangilerine ulaşabiliriz ?