testyazılı sorularıçıkmış sorularkonu anlatımsoru bankası

TYT Türkçe Deneme Sınavı 5

Sıralı Test Çöz
Soru 1

Jose Saramago’nun basmakalıplıktan uzak,(I) kapsayıcı, uçsuz bucaksız imkânlar evreninin adresini veren (II) yapıtı, küllerinden doğmayı (III) sürdürüyor. Dipsiz bir sandık gibi. (IV) Öylesine konsantre ki okumakla çoğalan sözcüklerin sırrını bulduğundan kuşku duymuyor gerçek okuru. Yazar olarak duruşu da pusula misali.(V) Nasıl da alçak gönüllü ve bilge!

Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?

Soru 2

(I) Hayata dair düşüncelerimiz, eleştirilerimiz, beklentilerimiz; filmlerle, şarkılarla hatta tiyatro oyunlarıyla şekillenir. (II) Herhangi bir işe başlarken filmlere, romanlara, öykülere kulak kabartır; onların bize ne söylediğine bakarız. (III) Kitapları zamanla unutsak bile filmler, dağarcığımızda ayrıntısıyla hep canlı kalır. (IV) Aklımıza kazınan sahneleri gündelik hayatta aynen yaşama isteği duyarız içimizde. (V) Gündelik yaşamın yükü altında ezildiğimizde sinema, tiyatro veya konser salonlarını güvenli bir liman olarak görürüz hep.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 3

Ne onca şiiri ne de başyapıt niteliğindeki roman ve denemeleri, farklı kesimlerce Ahmet Hamdi Tanpınar’a karşı yapılan sükût suikastini engelleyemedi. Şimdi, yayınevleri arasında Tanpınar’ın kitaplarını basma mücadelesinin mahkeme kapılarına kadar uzadığını görünce insanın dudağına acı bir tebessüm yerleşiyor.

Bu parçada geçen “sükût suikasti” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 4

Hamlet’i okuyan kişi, yalnızca Hamlet’teki yaratımın ayrımına erdiği için sevmez onu; Hamlet’in çağrışımıyla kendi içindeki Hamlet’i yarattığı için de ilgi duyar ona.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılanla aynı doğrultuda değildir?

Soru 5

I. Antibiyotikler tıp uygulamalarında çığır açan ve bakteri kökenli hastalıklarla mücadelemizde bize çok önemli avantajlar sağlayan silahlarımızdır.

II. Ancak bilinçsiz ve yersiz antibiyotik kullanımı sonucu, antibiyotik tedavisine dirençli birçok bakteriyi kendi ellerimizle ürettik.

Bu iki cümlede anlatılanlar aşağıdakilerin hangisinde doğru biçimde birleştirilmiştir?

Soru 6

Strese girmeden kanyonun tadını çıkarmak istiyorsanız hemen girişte, yaklaşık 150 metre uzunluğunda, kayalara monte edilmiş köprülerden yürüyerek köprünün sonunda buz gibi sular ile kucaklaşabilirsiniz.

Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

Soru 7

Yüklem geçişli fiil olduğu hâlde bazı cümlelerde nesne bulunmaz.

Aşağıdakilerin hangisinde bu duruma örnek bir kullanım vardır?

Soru 8

(I) Denemede yazar, duygu ve düşüncelerini kanıtlama amacı gütmeden senli benli bir anlatımla ifade eder. (II) Deneme içten bir üslupla yazılır. (III) Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi bir tutum sergiler. (IV) Bu nedenle yazar “ben” sözcüğünü sıklıkla ve çekinmeden kullanır. (V) Nurullah Ataç, bunu vurgulamak için “Deneme ‘ben’in ülkesidir.” der.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Soru 9

I. Uzak diyarlarda yanacak, yanacağım hep Sen başka denizlerin dalgalarında sarhoş

II. Solgun yüzünde kaygı taşır her gelen geçen Hep saz benizlidir bu yıl eylül çocukları

III. Mutluluk ülkesidir baksa gözüm her nereye Yaşıyor şimdi gözüm görmenin altın çağını

IV. Bir gün yine gördüm ki pembeler giymiş Güllerin aynasına bakıp da övünmüş

V. Bekçi sert bir darbeyle kırdı kaldırımları Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda

Yukarıdaki numaralanmış dizelerin hangisinde altı çizili sözcükler tür yönünden aynı değildir?

Soru 10

Aşağıdakilerden hangisi, ögelerinin sıralanışı yönünden

“İstanbul-Anadolu-Mısır arasında karadan ve denizden telgraf hatları döşenerek ülke içerisindeki iletişim kolaylaştırılmıştır.” cümlesiyle aynıdır?

Soru 11

Eskiyi (I) çok iyi bilirim. Bizim toplumumuzda berberler sağlık işlerini yürütürdü. Çocukluğumda Anadolu’nun köy ve kasabalarında dişçi yoktu. İnsanlar dişi (II) ağrıyınca berberi ( III) ararlardı. Berber de ağrıyan dişi çekerdi. Şimdi bunu (IV) terk ettik, hastaneleri (V) kurduk.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi, bir varlığın neye ait olduğunu belirten bir ek almıştır?

Soru 12

Dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü ve kalabalık ordularından birini kuran Osmanlı Devleti, teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiği hatta yönlendirdiği dönemlerde dünya hâkimiyetine damgasını vurmuştur.

Bu cümlenin öznesinde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

Soru 13

Anlattıkları şeylerin niteliğine göre fiiller kılış fiilleri, durum fiilleri, oluş fiilleri diye adlandırılır.

Aşağıdakilerin hangisinde yukarıda sözü edilen fiillerin tümü örneklendirilmektedir?

Soru 14

Dikilitaş, diğer adıyla Beştaş, İznik’te Roma Dönemi’nden (I) kalma, M.S. 1. yy’da (II) Cassius Philiscus adına dikilmiş on iki (III) metre yüksekliğinde bir anıt. Anıt üst üste (IV) beş taş mermerden yapılmış. Üzerinde Yunanca yazılar var. Ne var ki en üstteki 6’ncı taş (V) günümüze ulaşamamış.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

Soru 15

İzmir’in güzelliklerini hiçbir yere değişmem, diyorsun ama bizim oraların, Balıkesir’in, bahar akşamları da çok hoştur. Sesleri, kokuları ve renkleriyle başını döndürür insanın; durup dururken sevince boğar insanı. İşte böyle bir akşamdı. Benim gibi genç bir arkadaşımla kaçıyorduk. Kent arkamızda kalmış, bizim kaçışımıza aldırmadan homurdanıp duruyordu. Açık pembe, açık sarı zakkumların arasından geçiyorduk.

Bu parçada virgülün kullanımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 16

Aşağıdakilerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?

Soru 17

Elindeki çöpü yere atan bu kadının arkasından yürürken düşünmeden edemiyorum. (I) Evi muhtemelen tepeden tırnağa tertemizdir. Bu kadının salonunda muhtemelen toz zerresi bulamazsınız eşyaların üzerinde. Öylesine bakımlı... (II) Peki,(III) evlerinde böylesine tertemiz olan bizler niçin sokaklarda bu kadar özensiz ve vurdumduymazız? (IV) Kendi çatımızın altında bu kadar temiz, düzenli, özenli; V sokakta neden savruk, bencil ve özensiziz?

Bu parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi işlevine uygun kullanılmamıştır?

Soru 18

Bilimin en önemli işlevlerinden biri de iyi ile kötüyü bilimsel ve nesnel bir şekilde ortaya koymasıdır. Toplum içinde bu konuda anlaşmazlıklar çıkar. Eskiye taraftar olanlara göre, eski olan her şey iyi, yeni olan her şey kötüdür. Yeniye taraftar olanlar ise tamamıyla bunun tersini düşünürler. Hâlbuki bu yaklaşımların ikisi de sakıncalıdır. ----. Bu önemli sorunun çözümünü ancak bilimden bekleyebiliriz. Bir şeyin iyi veya kötü olduğunu bilim açık bir şekilde ortaya koyar.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Soru 19

----. Bunun önüne geçmek için kendi başıma kalmam gerekir. Yazı, hiçbir şeyle ilgilenmemeyi zorunlu kılan bir etkinlik çünkü. Kendimi çevremden soyutlayıp tamamen yazıya verdiğimde çok rahat yazıyorum. Birçok yazarda olan bir özellik bende de var: Yazarken günlük olaylardan sıyrılmak. Odaklanmayı sağlamak için, iç dünyama, zihnimde canlandırdığım dünyama, o büyülü âleme yolculuk yapıp onun içine girmem gerekiyor. Bu söylediklerim şiir ve öykü için de geçerli. Ama romanda çok daha önemli.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Soru 20

Gazeteci: (I) ---- Eleştirmen: — Her şeyden önce bir öz güven duygusu verdiği söylenebilir. Yazdıklarını topluma ulaştırmada bir köprü işlevi göreceğini, yeni verimlerini yayımlamada zorluk çekmeyeceğini taahhüt eder yazara. Bu, çoğu zaman yazılı olarak söylenmez elbette. Ama yazar bunu hisseder. Derginin kendisine bunları sağlayacağını düşünür, buna inanır. Yazara sözünü insanlara duyurma, kendi düşüncesini başka düşüncelerle tartışma olanağı sunar. Kendisi için bir sığınak olacağını, elinden tutup kaldıracağını söyler dergiler yazarlara. Gazeteci: (II) ---- Eleştirmen: — Bu, içerikten bağımsız olarak hele de başlı başına bir meziyet ya da musibet olarak ele alınacak bir konu değil. Metinlerin niteliği, sanatsal ve bilimsel açıdan denetimi gibi unsurları göz önüne almak lazım bir değerlendirme yapmak için. Sadece artışa odaklanmak bu hususların gözden kaçmasına yol açıyor. Sayının artışı gençlerin önünün açılmasını sağlayabilir ama dergilerin değerini sadece bunda arayamayız. Sayıya paralel bir nitelik yükselmesi söz konusuysa o zaman olumlu bir şeyler söylemek mümkün olur. Bu konuda iyi şeyler söyleyecek durumda değilim ne yazık ki!

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

Soru 21

Topkapı Sarayı hazinesi... Bu söz Osmanlı İmparatorluğu ile birleşince akıl almaz boyutlara taşınmıştı gözlerimin önündeki bu küçük salonda. Yavuz Selim’in mührü ile yeni bir yolculuğa çıktım tarihte. Necef yazı kutusunun ışıltısına takıldı gözlerim. Sorguçların her biri dünya üzerindeki pek çok ülkeye hâkimiyetin mührü gibiydi. Cülus ve bayram törenlerinde kullanılan altın tahtın üzerindeki sultanın gücüyle sarsıldım âdeta. Altın, yakut ve zümrütlerle bezeli kupa, Herat taşından yapılmış maşrapa, IV. Mehmet’in som zümrüt kaplı hançeri... Hepsi muhteşem ışıltılarıyla gözümü almıştı.

Bu parçadaki örnekler aşağıdakilerden hangisini vurgulamak için verilmiştir?

Soru 22

İnsanlar, niteliksiz malzemeden yapılmış olsa da bir çantaya, önemli bir markanın logosunu taşıdığı için binlerce lira öder. Böyle bir ürünü kullanan kişi kendisinin, başka insanlarca daha değerli algılandığına inanır. Bu durum sadece giysi, gözlük veya herhangi bir aksesuar için geçerli değildir. Örneğin bir araştırmada, ağrı kesici olan Voladone-Rx’in bir tabletinin fiyatının bir gruba 3 lira, diğer gruba 50 kuruş olduğu bildirilmiş. İkinci grupta ilacın etkisinin yarı yarıya azaldığı bildirilmiştir. Anlaşılıyor ki ucuz bir ilacın etkisinin de düşük olacağı inancı, tedaviyi bile etkilemiştir. Özetle söylemek gerekirse insanlar, ----.

I. yüksek bedel ödedikleri ürünün daha kaliteli veya daha iyi olduğuna inanmaktadır

II. sağlık sektöründe niteliksiz ürün kullanılmasının doğru olmadığını düşünmektedir

III. yeni ürün çıkarmak yerine fiyatlar üzerinde oynama yaparak satışı artırma yoluna gitmektedir

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?

Soru 23

(I) Osmanlının son Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa tarafından yaptırılan 1904 tarihli Hidiv Kasrı’na gittik. (II) İstanbul’da Osmanlılardan kalma birçok kasır var günümüzde. (III) Yaklaşık bin metrekarelik alan üzerine yapılan kasrın iki yüz yetmiş dönümlük bir bahçesi var. (IV) Bugün restoran olarak hizmet veriyor bu kasır. (V) Kasrın büyük seyir kulesinin asansörüyle yukarıya kısa bir yolculuk yapıyoruz. (VI) Kasrın gökyüzündeki bu en uç noktasından Marmara Denizi küçük bir göl, köprüler ise minyatür gibi görünüyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?

Soru 24

I. Barınmak, en temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Bu ihtiyacımızı karşılamak için yaptığımız konutlar, yaşanan coğrafyanın iklim şartlarına göre farklı biçimlere bürünebiliyor. Bu evler süreç içinde o bölge ile bütünleşiyor. Harran’ın kimliği hâline gelen “konik kubbeli evler” böyledir. Bindirme tekniğiyle yapılmış külah biçimindeki bu evlerin yüksekliği içeriden 5 metreyi bulur. Kubbeler altında geniş mekânlara sahip olan bu evler karasal iklime uygun olarak yazın serin, kışın sıcaktır.

II. Japonların geleneksel evlerini ifade eden minkalar, Japonya’da yetişen ağaç türlerinden yapılır. Minkalarda, iç mekân ağaç direklerle desteklenir. Çatıların belirgin derecede eğimli olmasının nedeni ise kar yükünü hafifletmektir. Kışın çok kar yağdığı için bu şekilde tasarlanan bu evler Japonya ile özdeşleşmiştir.

II numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini aşağıdakilerden hangisi açıklar?

Soru 25

(I) Çevre kirliliğine yol açan plastikler denince aklımıza sadece pet şişeler gelmemeli. (II) Çok küçük oldukları için insan gözüne görünmeyen mikro plastikler de çok ciddi kirliliğe yol açmaktadır. (III) Boyutları nedeniyle bunlar zararsız görünebilir ancak diş macunu gibi ürünleri bir defa kullandığımızda bile 100 bin mikro plastik lavabodan geçerek denizlere ve besin zincirine etki ediyor. (IV) Düşünün ki tek bir tüp yüz temizleyicide 360 bin kadar mikro plastik tanecik olabiliyor; bu da yüzümüzü temizlediğimizde binlerce mikro plastikle istemeden de olsa çevreyi kirlettiğimiz anlamına geliyor. (V) Birleşmiş Milletler araştırmalarına göre mikro plastikler doğaya olduğu kadar insanlara da doğrudan zarar veriyor. (VI) Zehirlenme, kısırlık ve genetik bozulma gibi sağlık sorunları bu zararlar arasında sayılabilir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar?

Soru 26

Hiç kuşku yok ki hikâye üretemeyen günümüz televizyonculuğunda dizi yapımcıları için edebiyat dünyası okyanus gibi. Üstelik Türkiye gibi “telif hakları” meselesinin çok da dert edilmediği bir memlekette özellikle dünya edebiyatının bir tür yağmaya tabi tutulup hikâyelerinin yerelleştirilerek dizi hâline getirilmesi doğal sayılıyor artık. Monte Kristo Kontu’ndan tutun da Babalar ve Oğullar’a kadar birçok önemli edebî eser bu yağmadan nasibini aldı. Aynı şekilde Türk edebiyatının önemli kalemlerinin kilometre taşı eserleri de birbiri ardına dizi olarak ekranlara geliyor. Bunda bir sorun yok. Sonuçta görsel hikâye anlatıcılığının beslendiği en önemli kaynaktır yazılı metinler. Ama Türkiye’de giderek sorun olmaya başlayan şey, yazılı metnin duygusunun yeniden üretilerek beyaz camdaki yeni ürüne dolgu malzemesi hâline getirilmesi yani bir anlamda ürünün ruhunu kaybetmesi.

Bu parçada dizi yapımcılığı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Soru 27

Her romancının kendine özgü bir yaşamı ve ona karşı bir duruşu vardır ve bu kaçınılmazdır. Peki, o hâlde onu çağdaşlarından farklı kılan nedir? Bence o fark varlığı, hayatı yorumlayan bilgi ve kültürel birikimini yapıtlarına yansıtış biçiminde gizlidir. Bilinen bir gerçektir ki üniversite bitirmiş, çok okuyan ve araştıran her kişi gerçeklere çok farklı açılardan bakarak onu yorumlayabilir. Bununla birlikte ancak gerçek sanatçılar, gerçeği okuru sarsan bir yaklaşımla yansıtabilir.

Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 28

Felsefi düşüncenin felsefe çevrelerinin dışına yani topluma yayılmasında, bu düşüncelerin monotonluktan çıkarılarak etkili bir şekilde verilmesinde edebiyat önemli bir rol oynar. Ne var ki edebiyat ile felsefe arasındaki ilişki tek yönlü değildir. Edebî eserler, felsefi akımlardan etkilenirken, aynı anda iskeletlerinde bulunan taze fikirlerle aklın sınırlarını genişletirken felsefeyi de besler. Çünkü edebiyat, bünyesinde önceden keşfedilmemiş alanlara ışık tutacak yenilikler barındırır. Bu hâliyle edebiyattan felsefeyi ya da felsefeden edebiyatı çıkardığımızda elimizde yönergeler, talimatlar, hatırlatmalar gibi yüzeysel, tek renkli, kuru kelime silsileleri ya da daha kötüsü zaman kaybı ve görsel bir gürültü kalır.

Bu parçanın konusu en doğru şekilde aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

Soru 29

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri belirlenirken genelde “ulusal gelir, kişi başına düşen gelir, üretim, ihracat” gibi ekonomik nitelikli ölçütler temel alınmaktaydı. Ne var ki gelişmişliğin yalnızca ekonomiyle sınırlandırılması, çağımız koşullarında sağlıksız ve yetersiz bir yaklaşım olacaktır. Ekonominin yanı sıra gelişmişlik için başka kriterlerin söz konusu olacağı açıktır. Bu nedenle Birleşmiş Milletler, son yıllarda, ekonomiden iletişime, eğitimden kültüre ve yaşam uzunluğundan insan haklarına kadar karma yapılı bir ölçüt grubunun gelişme kavramı için daha gerçekçi olduğunu vurgulamaktadır.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 30

Dünyanın gelmiş geçmiş bütün yazarları, sancılı mı sancılı çalışmaların arkasından eserlerini ortaya koyabilmişlerdir. Söz gelimi Gogol, kılı kırk yararak, büyük emekler vererek Ölü Canlar eserinin ikinci cildini yazmış, beğenmeyip yakmıştır. Hemingway, Çehov, Kafka, Maupassant da bu tarz yazarlar arasındadır.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 31

Zaman ve hüzün birbiriyle çok yakından ilgili kavramlar bence. Zaman akıp giderken yaşanan her şeyin, özellikle de acının şiddetini azaltıyor. Hiçbir duygu, yaşanan “an”ın yoğunluğuyla taşınamıyor geleceğe. Yaşanan hiçbir “an”ın aynı şekilde tekrarı yok, bir tortu kalıyor geriye.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanlarla çelişmektedir?

Soru 32

Çocukluk yıllarımda Orhan Veli benim için “hoş” bir tipti. Özellikle İstanbul Türküsü isimli şiirini çok sever, okur ve o şiirden kendimce bir Orhan Veli portresi çıkarırdım. Gençlik yıllarımda İstanbul’u Dinliyorum şiiri çevresinde bir insandı benim için Orhan Veli. Yalnız, içine kapanık, karamsar… Yaşamını tiyatroda seyredince kısa ömründe çok şey yaşamış, bohem, nüktedan, muzip ama kederli, içli, çok duygulu bir insan kimliğine büründü bende Orhan Veli. Şiirinin başka boyutlarıyla uğraşmaya başladığımda karşımda bambaşka bir Orhan Veli imgesi vardı.

Bu parçada yazar, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?

Soru 33

Tarihî olayları tarih kitaplarından öğrenmek, o dönemi bütün yönleriyle kavrayabilmek için gidilmesi gereken yolun ancak yarısını gitmek anlamına gelir. Yolun diğer yarısı, söz konusu dönemi konu alan edebiyat ve sanat eserlerinin özümsenmesiyle gidilebilir. Klasik tarih anlayışına sanat eserlerinin bakış açısı eklendiği zaman, tarihî olaylar tam olarak kavranabilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilenleri destekler niteliktedir?

Soru 34

Acemi olmadan şiir yazılmaz. Şair, o ilk günkü acemiliğini hep bir köşede saklamalıdır. Şair önce usta, sonra çırak olur. İyi şiir, şairin kendini kasmadan yazması hâlinde elde edilebilir. Burada sözünü ettiğim “acemilik”, beceriksizce yazmak demek değildir. Yeni bir şiir dilini yakalaması, ortaya farklı şeyler koyabilmesi, bundan asla korkmaması, çekinmemesi demektir. Dolayısıyla sözünü ettiğim acemilik, elbette “ilk günkü acemilik” değildir. Açılımlar yapmaktan, denenmemişi denemekten korkmamak; şiirini tazeleme imkân ve gücüne sahip olmak demektir.

Bu parçada yazarın “acemilik” sözüyle şairlerle ilgili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 35

35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Çocukların doğayla ilişkisi, kent hayatı içinde giderek mesafeli ve kısıtlanmış hâle geliyor. (II) Orta yaşlardaki insanlar, daha yirmi yıl öncesinde büyük kentlerde “mahalle” yapısının varlığını, boş arazi, yeşil alan, park gibi bölgelerde çocukların ev dışı toplumsallaşmalarının mümkün olduğunu hatırlayacaklardır oysa günümüzün çocukları bu olanaklara sahip değil artık. (III) Bilgisayar, çabuk tüketilen pahalı oyuncaklar, ceza boyutu olmayan sürekli ödül sistemi ve elbette ev, yuva, okul gibi kapalı ya da en azından steril yaşam alanları içinde kısıtlanan çocuklar kapalı bir dünya algısı geliştiriyor; benzerlerine duyarsız, ben-merkezci, bazen de acımasız olabiliyor. (IV) Doğayla neredeyse tüm bağını kesmiş şekilde büyüyen günümüz çocuklarının gelişimine olumlu katkı sağlayacak etkenlerin başında hayvan sevgisi geliyor. (V) Çocuklar, sevginin karşılıklı bir ilişki olduğunu keşfediyor onlar sayesinde.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

Soru 36

35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Çocukların doğayla ilişkisi, kent hayatı içinde giderek mesafeli ve kısıtlanmış hâle geliyor. (II) Orta yaşlardaki insanlar, daha yirmi yıl öncesinde büyük kentlerde “mahalle” yapısının varlığını, boş arazi, yeşil alan, park gibi bölgelerde çocukların ev dışı toplumsallaşmalarının mümkün olduğunu hatırlayacaklardır oysa günümüzün çocukları bu olanaklara sahip değil artık. (III) Bilgisayar, çabuk tüketilen pahalı oyuncaklar, ceza boyutu olmayan sürekli ödül sistemi ve elbette ev, yuva, okul gibi kapalı ya da en azından steril yaşam alanları içinde kısıtlanan çocuklar kapalı bir dünya algısı geliştiriyor; benzerlerine duyarsız, ben-merkezci, bazen de acımasız olabiliyor. (IV) Doğayla neredeyse tüm bağını kesmiş şekilde büyüyen günümüz çocuklarının gelişimine olumlu katkı sağlayacak etkenlerin başında hayvan sevgisi geliyor. (V) Çocuklar, sevginin karşılıklı bir ilişki olduğunu keşfediyor onlar sayesinde.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

Soru 37

37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Geniş kitlelerce okunan, edebiyat dünyasında yerini sağlamlaştırmış yazarların yapıtlarını eleştirmek eleştirmenlere belli avantajlar sağlar. Bir eleştirmen olarak bunun farkındayım elbette. Ancak bunu bir saplantı hâline getirme yanlısı değilim. Her kitabın eleştiriyi hak ettiğine inanırım ben. Usta bir yazarın kitabına da genç bir yazarımızın kitabına da aynı özeni gösteririm. Yazarın yerlisi yabancısı, eskisi yenisi yoktur bana göre. Bir yazarın ne yazdığından çok, nasıl yazdığı önemlidir benim için. Romandan öyküye, çocuk kitabından gezi yazısına geniş bir yelpazede yaparım ben eleştirilerimi. Yazarın paçasından tutup aşağı çeken değil, elinden tutup onu yücelten bir anlayışa sahibim. Belki bu yüzden yazar- eleştirmen tartışmalarının dışında kalmayı başardım yıllarca.

Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 38

37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Geniş kitlelerce okunan, edebiyat dünyasında yerini sağlamlaştırmış yazarların yapıtlarını eleştirmek eleştirmenlere belli avantajlar sağlar. Bir eleştirmen olarak bunun farkındayım elbette. Ancak bunu bir saplantı hâline getirme yanlısı değilim. Her kitabın eleştiriyi hak ettiğine inanırım ben. Usta bir yazarın kitabına da genç bir yazarımızın kitabına da aynı özeni gösteririm. Yazarın yerlisi yabancısı, eskisi yenisi yoktur bana göre. Bir yazarın ne yazdığından çok, nasıl yazdığı önemlidir benim için. Romandan öyküye, çocuk kitabından gezi yazısına geniş bir yelpazede yaparım ben eleştirilerimi. Yazarın paçasından tutup aşağı çeken değil, elinden tutup onu yücelten bir anlayışa sahibim. Belki bu yüzden yazar- eleştirmen tartışmalarının dışında kalmayı başardım yıllarca.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 39

39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Televizyon dizisi ve sinema alanında kendine alan açmak isteyen oyuncular çeşitli sorunlarla boğuşuyor. Gençler için “oyunculuk”tan çok popülaritenin önemli olduğu bir zamana geldik. Popülerliği artan kişiler, diğerlerini geride bırakıp sektörde kendisine yer bulabiliyor. Bu, biraz da arz-talep meselesi ne yazık ki. Toplum kimi görmek isterse ekrana o çıkarılıyor. Halkımız tanınmayan yetenekliden çok, tanınan birini istiyor. Senaristler kurguyu neredeyse bütünüyle gençler üzerine kurguladığı için yeteneğinin olup olmadığına bakmadan genç oyunculara gereğinden fazla fırsat veriliyor. Hangi niteliğe sahip gençlerin kamera önüne çıkarılacağı konusunda da bir kafa karışıklığı var. Bazen konservatuvarlı ve başarılı bir genç fırsat bulamazken bir internet fenomeni ya da youtuber bir film veya dizide kendine yer bulabiliyor. Sektörün diğer çalışma alanlarında da gençlerin yer bulmasında, yetenek ve birikim dışında başka özellikler aranıyor. Öte yandan gençler hem hızlıca “bir şey” olmak istiyorlar hem çok çalışmaktan hoşlanmıyorlar. Üstelik de hiçbir eleme yapmıyorlar, her şeye “evet” diyorlar.

Bu parçadan,

I. Dizi ve filmlerde rol verilecek gençlerle ilgili belli ölçütlerin olmadığı

II. Gençlerin sinemanın farklı alanlarında çalışmaktan hoşlanmadığı

III. İnternetin nitelikli film ve dizilerin çekilmesine katkıda bulunduğu

IV. Gençlerin dizi ve filmlerde kendilerine gelen iş teklifleri konusunda seçici davranmadığı

yargılarından hangileri çıkarılabilir?

Soru 40

39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Televizyon dizisi ve sinema alanında kendine alan açmak isteyen oyuncular çeşitli sorunlarla boğuşuyor. Gençler için “oyunculuk”tan çok popülaritenin önemli olduğu bir zamana geldik. Popülerliği artan kişiler, diğerlerini geride bırakıp sektörde kendisine yer bulabiliyor. Bu, biraz da arz-talep meselesi ne yazık ki. Toplum kimi görmek isterse ekrana o çıkarılıyor. Halkımız tanınmayan yetenekliden çok, tanınan birini istiyor. Senaristler kurguyu neredeyse bütünüyle gençler üzerine kurguladığı için yeteneğinin olup olmadığına bakmadan genç oyunculara gereğinden fazla fırsat veriliyor. Hangi niteliğe sahip gençlerin kamera önüne çıkarılacağı konusunda da bir kafa karışıklığı var. Bazen konservatuvarlı ve başarılı bir genç fırsat bulamazken bir internet fenomeni ya da youtuber bir film veya dizide kendine yer bulabiliyor. Sektörün diğer çalışma alanlarında da gençlerin yer bulmasında, yetenek ve birikim dışında başka özellikler aranıyor. Öte yandan gençler hem hızlıca “bir şey” olmak istiyorlar hem çok çalışmaktan hoşlanmıyorlar. Üstelik de hiçbir eleme yapmıyorlar, her şeye “evet” diyorlar.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 40
Ek Bilgiler