Eğitim Sayfam

Bugün zengin bir öykü ortamı içinde yaşıyoruz. Öykünün yükselen yıldızı, günümüz öyküsünün ve öykücülerinin konuşulduğu etkinliklerin çoğalmasına neden oluyor. Bu etkinliklerde, özellikle dönemin genç öykücüleri eleştirilip tartışılıyor. Onların içe dönük, bir­birine benzer bunalım metinleri ürettikleri; yaşadıkları ülkenin, toplumun tarihî, coğrafi, insani çeşitliliğine ve zenginliğine yani kültürüne arkalarını döndükleri; dört duvarla sınırlı, insansız öyküler yazdıkları söyleniyor.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi genç öy­kücülerin eleştirilme nedenlerinden biri değildir?

En çok sevilen yiyeceklerden olan patatesin hikâyesinin biliyor muydunuz? Patates ilk olarak Güney Amerika’da İnkalar tarafından And Dağları’nda bulunmuştur. Kaşif Pizarro, And Dağların’ndan aldığı bu bitkiyi Avrupa’ya getirmiştir ama Avrupalı asiller bu yiyeceği hemen benimsememişlerdir. Patatesi orta sınıf insanların yiyeceği olarak görmüşlerdir. Bu yüzden yaklaşık iki yüz elli yıl boyunca patates hayvan yemi olarak üretilmiş ve yalnızca yoksul insanların sofrasında yer edinmiştir. 1840’lı yallarda Avrupa’da kıtlık başlamış. Fransa Kralı bu kıtlığa önlem almak için yenilebilecek yeni bitkiler üretilmesi gerektiğini söylemiştir. Eczacı Permentier, kralın bu çağrısını fırsat bilip patatesi saray ve çevresine tanıtıp sevdirmenin yollarını aramıştır. Permentier sayesinde ve kralın emriyle patates yetiştiriciliği Paris’te yaygınlık kazanmış, saray ve çevresinde de sofralarda en çok tercih edilen yiyecek haline gelmiştir.

Patates üretiminin Paris’te yaygınlık kazanmasını sağlayan olay aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıdaki cümlelerin hangisi sadece özne ve yüklemden oluşmuştur?

Çağımızın yeni iletişim dili olan “yüz ifadeleri” yazışma­lara renk katıyor. Küçücük ve renkli semboller, satırlar dolusu kelimenin ifade etmekte zorlanacağı, şüphe, korku, üzülme vb. duyguları tek bir dokunuş­la karşıya aktarabiliyor. Böylelikle insanlar hislerini, lafı uzatmadan ve yanlış anlaşılmalara meydan verme­den ifade etmiş oluyor.

Bu parçaya göre yüz ifadelerinin en önemli işlevi aşağıdakilerden hangisidir?

Beyaz kelebek gördüğümüzde talihimizin o sene açık olduğuna, mesut olacağımıza inanırdık. Pembe kelebek sıhhat ve afiyete… Sarı kelebek kedere ve hastalığa… Siyah kelebek felakete, matem ve ölüme işaret sayılırdı. Biz kelebeğin beyaz ve pembe olması için maniler söyler, dalların üzerine pembe ve beyaz kumaş parçaları asardık.

Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

Doğruya doğru, gözünü budaktan sakınmaz o.

Bu cümlede altı çizili söz grubunun karşıt anlamlısı aşağıdakilerden hangisinde vardır?

Çoğumuz suçu başkalarına yükleyip kendimizi temize çıkarmada ustayızdır. Fakat sorumluluk ortaktır, hepimize düşer. Her toplumda yalnızca kendilerini düşünen bencil kişiler, başkalarının haklarına saygı göstermeyenler vardır. Bunlar toplumun düzenini bozarlar. Ancak topluma karşı hissedilen sorumluluk duygusu ne kadar yaygın olursa bu tip insanların sayısı o derece azalır.

Bu paragrafta asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

(1) Bir karikatür, onlarca sayfada anlatılmak istenen duygu ve düşünceyi bir çırpıda okuyucuya verir. (2) Karikatür bu yönüyle bilginin ve duygunun arada hiçbir engele takılmadan hızla akla aktığı alandır. (3) Geçtiğimiz ay İstanbul, bir karikatür yarışması münasebetiyle dünyaca tanınırlığı olan seçkin karikatürcüleri misafir etti. (4) Hepsi de bu yarışmanın önemine vurgu yaptı. (5) Yoğun katılımla gerçekleştirilen söz konusu yarışmanın saygınlığına dikkat çekti.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

‘‘Değişmek’’ sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde‘‘başka bir biçime girmek’’ anlamında kullanılmıştır?

Konunun ayrıntılarını daha sonra görüşeceğiz.

Bu cümledeki altı çizili sözcüğün eş anlamlısı aşağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?

“Kök” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?

Türkiye'de 1988 – 1995 yılları arasındaki elektrik enerjisi üretimi ve kayıplar dışındaki net tüketimi aşağıdaki gibidir.

Bu grafikteki bilgilere dayanarak aşağı­daki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

Yaşlanarak değil, yaşayarak olgunluğa ulaşır insanlar.

Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisiyle çelişir?

Orhan Kemal hikâyelerinde olduğu gibi romanlarında da konularını içinde yaşadığı çevreden almıştır. Geçimini sağlamak için durmadan yazmıştır yazar. Çeşitli çevreleri ve orada yaşayan insanları gözlemlemiştir.  Yazarın yakından tanıdığı kişileri yazması eserini canlı kılmıştır.

Yukarıdaki metnin türü nedir?

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısaltmalara getirilen eklerde yanlışlık yapılmıştır?

Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?

Yufkacı kadın, limanda gezinen yabancı kadın turisti, bahçesinde meyve ağaçları bulunan, pencereleri türlü türlü çiçeklerle donatılmış, beyaz badanalı gecekondusuna davet etti. Bahçedeki divana oturttu. Mutfağa girdi, unu eledi, hamuru yoğurdu ve hamurun üstünü nemli, beyaz bir bezle örterek birkaç dakika dinlenmeye bıraktı. Bahçedeki ocağı yaktı, sacı üstüne koydu. Oklavayı aldı, hamur yumaklarını açmaya başladı. Yufkaların içini yağladı, katladı, saçta teker teker pişirdi. Turist kadın bahçenin temizlik ve düzenini, yufkacı kadının hamur açışını ve el becerisinin şaşkınlıkla izliyordu. İçinden, “Yoksul yufkacı kadının mutluluğuna bak! Bu manzaraya, bu havaya neler verilmez! Gökyüzü, deniz, mavi…” diye geçirdi. deniz, mavi…” diye geçirdi.

Bu paragrafla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Aşağıdakilerin hangisinde, hem deyim hem gerçek anlamıyla düşünülebilecek bir söz grubu vardır?

(I) Ömründe hiç olmadığı kadar bitkindi. (II) Yorgunluktan neredeyse bir adım sonra yere düşüp oracıkta uyuyacaktı. (III) Attığı her adımda düşmemek için kendisini biraz daha zorluyordu. (IV) Ama ayakları birbirine dolaşıyor, sağa sola yalpalıyordu.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinde amaç – sonuç ilişkisi vardır?

1. Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
2. Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
3. Yolumun karanlığa saplanan noktasında
4. Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Yukarıdaki dörtlüğün kaçıncı dizesinde fiilimsi yoktur?

Bizimle konuşur gibi yazılan yazılara sohbet denir.

Aşağıdakilerden hangisi sohbet türündedir?

Soğuk bir kış günüydü. Birkaç gündür kar yağıyordu ve her yer bembeyaz bir örtüyü andırıyordu. Ağaçlar süslü bir gelini andırıyordu. Elinde küreklerle herkes evinin önünü temizlemeye çalışıyor. Çocuklarda ise bir kardan adam yapma telaşı vardı. Köyün en küçüğü Ahmet yüzü soğuktan kızarmış halde, küçük elleriyle kar avuçladı. Bize doğru koşmaya başladı.

Yukarıdaki paragrafta hangi anlatım biçimleri ağır basmaktadır?

Konya, Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından en büyük ili ve en kalabalık yedinci şehri. 31 ilçeden oluşur. Konya İl Nüfusu: 2.161.303'dür. (2016) Trafik plaka numarası 42'dir. 1875'te kurulan Konya Belediyesi, 1987'de çıkarılan 3399 sayılı yasa gereğince "Büyükşehir" statüsüne kavuşmuş olup 1989'dan beri belediye hizmetleri bu statüye göre yürütülmektedir.

Eskişehir, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık yirmi beşinci şehridir. 1993 yılında çıkarılan kanunla Büyükşehir Belediyesi olmuştur. Nüfusu 2015 yılına göre 826.716'dir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.

Yukarıda iki farklı şehir tanıtılmıştır. Bu metne bakarak aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

Aşağıda virgülün kullanım yerlerinden bazıları verilmiştir:

* Tırnak içine alınmayan alıntı sözlerden sonra konur.

* Sıralı cümlelerin arasına konur.

* Ara sözleri ayırmak için kullanılır.

Buna göre, aşağıdaki örnekler ile yukarıdaki açıklamalar eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır?

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne vardır?