Paragrafın Anlatım Biçimleri Test

Sıralı Test Çöz
Soru 1

Herkes, öğle yemeği için tatlı bir telaş içinde. Yaşlı bir amca domatesleri, patatesleri ve soğanları öldürüyor közde. Teyzelerden biri, ızgaranın üzerine yeşil biberleri yerleştiriyor büyük bir özenle. Bu arada zeytinyağlılar, dolmalar, salatalar sıra sıra dizilmiş sofraya. Ekmekler çeyrek dilimlere çoktan bölünmüş. Bir başka teyze, bir uçtan bir uca donatılan sofrada eksik kalan son birkaç malzemeyi bulmak için poşetlerin içini karıştırıyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

Soru 2

Reşat Nuri'nin romanlarında öğretmen karakteri çok önemli yer tutar. Üstelik onun romanlarındaki öğretmenler, yalnız öğrencilerini değil, çevrelerini de aydınlatmayı, onlara yararlı olmayı görev bilen genç ve idealist kişilerdir. Anadolu'nun sorunlarına tüm duyarlıklarıyla ve sevecenlikleriyle eğilirler. Çalıkuşu'nda Feride, Acımak'ta Zehra, Yeşil Gece'de Şahin, Kandavası'nda Ömer hep böyledir.

Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha ağır basmaktadır?

Soru 3

Tarihçinin işi geçmişledir, yaşananlarladır; bir bakıma olmuş bitmiş olaylarla ilgilidir o. Onun malzemesi belge ve bilgilerdir. Oysa romancının alanına hem geçmiş girer hem de gelecek. Tarihi olaylardan yararlansa da somut gerçekliğe tutsak etmez kendini. Çünkü romancı, yaşanmış olayları bire bir yansıtmaktan çok, kendi evreninde bir dünya kurar.

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

Soru 4

Milletleri millet yapan değerler vardır. Bunlar dildir, kültürdür, milli bilinçtir, milli tarihtir vs. Bir millet, ancak bu değerlerini koruduğu sürece varlığını sürdürür. Kendine ait değerleri koruyamadığı zaman ise, o millet, başkalarının sömürüsü olmaktan kurtulamaz. Bir millet yok olmak istemiyorsa gençlerine bu değerleri öğretmeli, onları milli benliğini kavramış gençler olarak yetiştirmelidir. Atatürk: "Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar." derken buna dikkat çeker. Büyük devlet adamının bu vecizesi başka söze gerek bırakmıyor aslında.

Bu parçanın yazarı, düşüncelerini kanıtlamak için aşağıdaki yollardan hangisine başvurmuştur?

Soru 5

Güneşin ilk ışıkları etrafı, kasaba meydanında içtiğimiz sabah çayları da içimizi ısıtıyor. Sonrasında, bizi bekleyen Gelemiç köyüne doğru yola çıkıyoruz. Köy, gerek kurulu olduğu yamaç, gerekse korunarak günümüze kadar ulaşabilmiş evleri ve samanlıkları ile her birimize fotoğraf için uygun bir ortam sunuyor. Hiç beklemediğimiz bir anda yolumuza çıkan bir teyzenin davetiyle soluğu ekmeklerin pişirildiği fırında alıyoruz. Fırından yeni çıkan ekmekleri ikramda gecikmeyen köy sakinleri, bizi köydeki bir düğüne davet ediyorlar. Bir anda minibüsümüzün çevresini saran bu konusever köylülerin, düğün yemeğine ısrarcı davetlerine teşekkür ediyoruz. Çünkü yolumuz çok uzun.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenler ağır basmaktadır?

Soru 6

Roman yazmak, bir bina yapmak gibidir. Bina yapmak için önce bir yer tespit edilir, sonra bir proje hazırlanır ve inşaat başlar. Binadaki proje romandaki kurguyu andırır. Binanın sağlam olması için projeye uyulması gerekir. Aynı bunun gibi romanda da kurguya sadık kalmak şarttır. Bina yapımındaki çimento, kum, tuğla neyse romandaki gözlemler de odur. Tıpkı bir binanın süslenmesi gibi romanda dil ve anlatımla süslenir.

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

Soru 7

Viyana'da kaldığımız otelden çıkıp kısa bir yolculuktan sonra bahçeli, iki katlı evlerin olduğu bir kasabaya geldik. Kasabanın batı tarafında bir mağara var. Bu mağarada eskiden maden işçileri çalışırmış. 1912'de bir patlama sonucu kayaların arkasından sular fışkırarak mağara suyla dolunca Avrupa'nın sayılı mağara göllerinden biri oluşmuş burada. Mağaranın girişinde dört yüz elli metrelik bir tünel var. Tünelin sonunda işçilerin çalıştıkları bölümler görülüyor. Mağaranın içinde ölen işçileri anmak üzere her yıl törenler düzenleniyormuş.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

Soru 8

Bozcaada, Ege Denizi'nin kuzeydoğusunda, Çanakkale Boğazı'nın güneybatısında yer alan bir adadır. Yüzölçümü 36 kilometrekaredir. Türkiye'nin üçüncü büyük, aynı zamanda köyü olmayan tek adasıdır. Adanın eski adı Tenedos'tur. Pers, Helen, Roma, Bizans ve Ve????edik egemenliklerinde yaşamış, 1455'te Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1912 yılında Yunanistan'ın eline geçmiş; ancak 1923'te ise Lozan Antlaşması'yla Türkiye'ye geri verilmiştir. Halkı bağcılık, turizm ve balıkçılıkla geçinen adanın çavuş üzümü çok meşhurdur.

Bu parçada yazar söylediklerini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?

Soru 9

Birkaç aydır edebiyat dergilerinde almış bir tartışma gidiyor. Herkes, artık, kaliteli şiir yazılmadığını söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu insanlar çevrelerine bakmıyorlar mı hiç? Anlaşılan, bakmıyorlar. Eğer baksalardı, genç ezanların insanın yüreğinin telini titreten, biçim yönünden kusursuz şiirler yazdıklarını göreceklerdi . Bakıp da bu gerçeği göremiyorlarsa, o zaman kusura bakmasınlar bu insanlar art niyetli. Onlar hiç merak etmesinler, geçmişte olduğu gibi, bugün de kaliteli şiir yazılıyor. Yeter ki önyargılarımızı kıralım.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

Soru 10

Baharın ilk günlerinde yaylalar insan sesinden yoksundur. Güneşin yeryüzünü ısıtmaya başlamasıyla, doğanın görkemli sessizliği hükmünü yavaş yavaş yitirir. Derken dağ sümbülleri toprağın üzerine mor rengin fermanını yazmaya başlar. Arıların vızıltıları, göçmen kuşların kanat sesleri kışın bittiğini duyurur. Büyük düzlükleri kaplayan mis kokulu dağ sümbülleri, gittikçe çoğalan börtü böcek sesleri arasında, kısa zaman içinde yerlerini sapsarı çiçeklere bırakır.

Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisine özgü niteliklere yer verilmemiştir?

Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 10
Ek Bilgiler