Edebiyatla olan bağı zamanla, hiç bitmeyen bir tutkuya dönüşüyor yazarımızın yaşamında. Yıllardır siyaset, tarih, kültür, edebiyat alanlarında yazıyor. Onun şairleri var; kimi kendi yaşında, kimi de çok genç. Hepsini okuyor. Bazılarına ilişkin değerlendirmelerini gazetedeki köşesine döküyor. Kimi dostları onu bırakıp son yolculuğuna çıkıyor sessizce. Kaybettiği bu dostlarının ardından her yıl anma yazıları yazıyor. Geçmişte kalan candan ilişkilere doğru hep iz sürüyor bu yazılarında.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Cumhuriyet dönemi şairlerinden olan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şiirleri, şekil, öz ve tür bakımından devamlı değişmeler göstermiştir. Başka şairlerin etkisinde kalmadığı gibi, kendini tekrarlamaktan da kaçınmış, her yeni eserinde bir öncekine benzemeyen atılımlar yapmıştır. Bazen vezinli, kafiyeli yazmış, bazen şekli hiçe saymıştır. Benzetmeleri, hayalleri ve geniş ufuklu şiir dünyasıyla edebiyatımızın köşe taşlarından biri olmuştur.
Bu parçadan, Dağlarca ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
Kendinizi başarıya koşullandırın, kusursuz olmak istediğinizi kendinize daima anımsatın; ardından başarı kendiliğinden gelir. Adeta cam bir kavanozun içindeymişçesine, üçüncü kişilerin gözüyle kendinize bakın, nesnel olun. Bakalım daha önce hiç dikkat etmediğiniz eksik bir yönünüz var mı? Varsa bunu düzeltmek için harekete geçin. Birçok insan kendine o kadar alışmıştır ki, ilerlemek için gereken yolları bir türlü göremez. Siz bu yanılgıya düşmeyin.
Böyle diyen birinden, aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
Komşuluk ilişkilerimiz neden zayıfladı, komşularımızın adını niçin bilmiyoruz? Bugün memleketini, çocukluğunu, gençliğini, huyunu hatta adını bile bilmediğimiz komşularımızla paylaşacak neyimiz var? Komşuluk ortak bir dünyanın ve paylaşılan uzun zamanların sonucunda oluşur. Onlar bize nasıl inanır, biz onlara nasıl güveniriz? Çoğumuzun başkalarıyla ortak bir dünyası, paylaşacak zamanı yok artık.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Sanatçının üniversitedeki eleştiri derslerinden derlenmiş olan bu eser, yalnız üniversite öğrencilerinin değil, eleştirmenlerimizin ve bütün edebiyatçılarımızın da okuması gereken değerli bir el kitabıdır. Çünkü kitapta bütün kuramlarıyla eleştiri yöntemleri bir arada derli toplu verildiğinden, bildiğimizi sanıp da çoğunu bilmediğimiz edebiyat kuramlarını, eleştiri yöntemlerini yetkin bir sistematikle sunulmuş olarak buluyoruz.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Türk hikayeciliğinde Anadolu'yu, Anadolu insanının yaşayışını ve problemlerini bilinçli bir biçimde, Anadolu gerçeğinden ayrılmadan işleyen günümüz yazarlarından biridir o. Altmış yıllık bir ömrün içerisinde şiir, eleştiri, araştırma, hikaye, roman gibi alanlarla ilgilenmiştir. İlk edebi çalışmalar, Adana'da iken gurbetin de hissettirdiği duygularla kaleme aldığı, memleketi Kilis'le ilgili şiirleridir.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Köyde birisinin başına üzücü bir olay gelse herkes gülmeyi unutur, birisi mutlu olsa sevinç çığlıkları hep bir ağızdan atılırdı. Sözcükler herkese aynı şeyleri söyler, olaylar karşısında aynı davranışlar sergilenirdi. Okul yoktu, yollar bozuktu, evler gaz lambasıyla aydınlanırdı; ama gönüller derinlemesine aydınlıktı. Herkesin paylaştığı bir yaşam tarzı, gelenek ve görenekler vardı. Olanaklar çok sınırlı da olsa gözlerde yaşama sevincinin ışıltıları eksik olmazdı.
Bu parçada sözü edilen köyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
O, farklı konuları yazan biri değil, tam tersine toplumumuzun son elli yıldaki değişimini bir sanatçı sezgisiyle saptayarak romanlarında bir bütün halinde tartışan bir yazardır. Sanatındaki değişimleri gözlemlediğimiz yapıtları, bir serüvenin devamı niteliğinde. Hemen hemen tüm romanlarındaki kişilerde oldukça önemli benzerlikler bulmak mümkün. Yani benzer çizgilere sahip kişilerin, değişik mekanlardaki tavırlarının tartışması sürer gider onun eserlerinde.