DGS Türkçe Paragraf Bilgisi Testi V

Sıralı Test Çöz
Soru 1

Tarihi mutfak kültürümüz derinlemesine incelenmediği için bugün doğru bildiğimizi sandığımız birçok bilginin yanlış olduğunu anlıyoruz. Örneğin “mücver" bir yemeğin adı değil, pişirme tekniğinin adı. Kayıtlara dayanarak yaklaşık yirmi değişik “mücver” yemeğinden söz edebiliriz. Ama günümüzde sadece sakız kabağından yapılan mücver biliniyor. Aslında, sadece yemeğin yapımı değil, yemeğin yapımı ve tüketimi sırasında aile içi ilişkilerin güçlenmesi ve sosyalleşmenin sağlanması istenir. Bu nedenle tarihi mutfak kültürü içinde kalmış ve unutulmuş yemeklerimizi incelemeli ve onları uyarlayarak gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Kendine özgü özellikleri olan bir mutfak kültürünün varlığı ancak bu yolla sağlanabilir.

Bu parçada mutfak kültürüyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?

Soru 2

(I) Yörede dikkat çeken tarihsel kalıntılardan biri de su kemerleri. (II) İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için Istrancalardaki derelerden, ilk olarak Bizans imparatoru Konstantin zamanında yararlanılmaya başlanır. (III) Tepeden tepeye su aktaran bu kemerler birer sanat eseri niteliğinde. (IV) Yemyeşil vadilerin ortasında manzarayı tamamlayan bir gerdanlık gibi duruyor. (V) Bunlardan, Karamandere ile Gümüşpınar arasındaki vadide bulunan iki katlı, yedi gözlü Kurşun Germe günümüze kadar ulaşmış en büyük ve sağlam su kemeri olarak biliniyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

Soru 3

Burası mimarisiyle, atmosferiyle, bulunduğu coğrafyayla, ülkedeki en güzel kentti. Özellikle eski yapıların, mimarlığa özgü ayrıntılar içeren ilginç kapı ve pencereleri, büyük bir çeşitlilik gösteriyordu. Bütün bunlar, tarihi liman kentinin geçmişten gelen sözcüleri gibiydi. Bana da onları fotoğraflamak düştü.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?

Soru 4

Çocuk kitabı yazmak bana göre çok eğlenceli. Yeter ki vermek istediğiniz bilgileri doğru bir biçimde süzün ve hissettirmeden kurguya yerleştirin. Benim pedagoji eğitimim var ama gördüm ki bu bana, sonraki yıllarda yaptığım öğretmenlikten edindiklerimi verememiş. On yıldır çocukların içinde yaşamak benim en büyük avantajım. Onların nelerden hoşlandıklarını, neleri sahte ve yapmacık bulduklarını çok iyi biliyorum.

Düşüncesini bu sözlerle dile getiren bir öğretmen, kitaplarını yazarken aşağıda belirtilenlerin hangisinden yararlanmıştır?

Soru 5

Değerli yapıtların büyük bir talihsizliği var. Bunlar genellikle genç yaşlarda ve çoğu zaman lisedeyken okul ödevi olarak okunur. Dolayısıyla derinliklerine inilmez. Asıl anlaşılıp özümsenebileceği sonraki yıllarda da ya okumaya gerek duyulmaz ya da vakit bulunmaz.

Bu parçadan değerli yapıtlarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

Soru 6

Bir söyleşide dile getirmiştim: Öykünün uzunu kısası olmaz; öykü, öyküdür. Amerikalı öykücüler bu konuda bir ölçü belirlemek için epey tartışmışlar. "Uzun öykü”nün en az üç bin sözcük olması gerektiğini söyleyen de olmuş, otuz bin sözcük olması gerektiğini söyleyen de. Bence ele aldığımız metne bakmalıyız; öykümü, değil mi, diye. Çünkü bir metni öyküye çeviren ya da öykü yapan öğeler bellidir.

Bunları söyleyen yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Soru 7

90'lı yıllara gelinceye kadar pek çok nesil, çizgi romanlarla büyüdü. Bugün 50'li, 60’lı yaşlarda olanlar, bir dönemin çocukları olarak ellerinden hala kitabı bırakmazlar. Bu alışkanlığı, çizgi romanlar sayesinde kazandıklarını her fırsatta dile getirirler. O günün çocukları, kendilerine yasaklanan çizgi romanları, bugün kendi istekleriyle çocuklarına okutmak için çabalıyorlar, okuma alışkanlığı kazansınlar, diye.

Bu parçada çizgi romanlarla ilgili olarak ne anlatılmak istenmiştir?

Soru 8

Hepimizin içinde az çok var olan yaratıcılık ana hatlarıyla iki türdür. Bunlardan birine “ortalama yaratıcılık” adı verilir, diğerine ise “sıra dışı yaratıcılık”. Sıra dışı yaratıcılık, Mozart, Mikelanj, Leonardo gibi dahilere özgüdür. Ortalama yaratıcılıksa hemen herkeste bulunur. Özene bezene güzel bir pasta pişiren ve bunu zevkle süsleyen bir ev hanımı da yaratıcıdır, kendi imkanlarıyla bir takı atölyesi açan zanaatkar da. Ancak iletişim kurduğunuz insanlar sizi ortalamayla yetinmeye zorlarsa bırakın sıra dışı yaratıcılığınızı, ortalama yaratıcılığınız da günbegün körelecektir. Tarih boyunca kim bilir kaç sıra dışı yaratıcı insan, Mozart kadar şanslı olamamış ve değeri anlaşılmadan yok olup gitmiştir.

Bu parçada yaratıcılıkla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 9

Dün bir cümle okudum bir yerlerde, “Sana karşılıksız sevgi ve emek verenlerin kıymetini bil.” diyordu. İşte bu bilinçle avuçlarına gömüp yüzümüzü, kokusunu ruhumuza çekerek öpmeliyiz annemizin ellerini. Yaşımın ilerlemesine karşın hala gördüğümde ilk önce ellerine sarılır, doya doya içime çekerim annemin ellerinin kokusunu, inanıyorum ki hangi eve anne kokusu sinmişse o ev mutludur, huzurludur. Yastıklardaki nakışlardan masadaki örtülere, perdelerdeki ışıl ışıl görünümden balkondaki çamaşırlara kadar her yere siner anne kokusu. Bütün parfümleri kocaman bir şişeye doldurup önüme getirseniz yine de bir damla anne kokusuna değişmem.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 10

Havalar biraz ısınınca çantamı hazırlayarak yollara düştüm. Şafak vakti pamuk pamuk bulutlar poyrazın önünde sürüklenmeye başlamıştı. Güneş, günlerden beri ortalıkta görünmemenin acısını çıkartırcasına etrafı ışığa boğmuştu. Yolları özlemiş olan arabamın gazına basıp soluğu Bursa’da aldım.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 10
Ek Bilgiler