Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in herkes gibi bir insan olduğu vurgulanır. Onun da diğer insanlar gibi ölümlü olduğu, bir anne babadan doğduğu, herkes gibi yiyip içtiği, çarşıda dolaştığı, geleceği bilmediği hatırlatılır. Onun diğer insanlardan ayıran şeyin Allah’tan vahiy alması ve elçilik görevi olduğuna dikkat çekilir. Peygamberimiz de kendisinin bir insan olduğunu zaman zaman hatırlatmış ve önceki toplumların peygamberleri övme konusunda düştükleri yanlışa Müslümanların da düşmesini istememiştir.
Yukarıdaki parçaya göre Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Muhammed’in insani yönünün vurgulanmasının temel amacı nedir?
Hz. Muhammed’e (s.a.v.) itaat etmek ve ona uymak Müslümanın dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmesini sağlar. Ona itaat ve onu örnek almak günahların bağışlanmasına vesile olduğu gibi Allah’ın (c.c.) sevgisine ulaştırır. Çünkü Yüce Allah, sevgisine ve rızasına götüren yolun, göndermiş olduğu elçisine uymaktan, onu sevmek ve ona itaat etmekten geçtiğini haber veriyor: “Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, bilsin ki biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisâ suresi, 80. ayet.)
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de açıkça bildirmediği konularda Peygamberine hüküm koyma yetkisi vermiştir. Azı dişli yırtıcı hayvanların ve pençeli kuşların etinin yenmesinin haram oluşu, neseb yoluyla evlenmeleri haram olanların süt emme yönüyle de haram olması, nineye mirastan hisse verilmesi, fıtır sadakasının vâcib olması ve benzeri hükümler hadislerle sabit olmuştur.
Bu parçada Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik yönünün hangisine vurgu vardır?
Hz. Peygamber İslam’ı tebliğ etmek için Taif’e gittiği zaman putperest ve egoist Taif halkı kendisini taşlamıştı. Dağlar meleği Hz. Cebrail ile gelerek Rasûlulllâh’a: “Şu iki dağı üzerlerine yıkarak helak edeyim mi? deyince Hz. Peygamber razı olmadı ve: “Hayır, ben Cenabı Hak’tan onların soylarından Allah’a ibadet edecek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak bir nesil getirmesini dilerim.” buyurdu. (Buhârî, Bed’ül-Halk, 7; Müslim, Cihâd, 111)
Bu olay Hz.Peygamber’in (s.a.v.) hangi ahlaki yönüne örnektir?
Rafi b. Amr (r.a) çocukken Ensar'dan birinin hurmalarını taşlar. Sahibi de yakalayıp doğruca Hz. Muhammed'e (s.a.v) getirir. Hz. Muhammed (s.a.v) Rafi'ye "Yavrum, niçin hurmaları taşlıyorsun?" diye sorar. Rafi de: “Yemek için Ya Rasulallah!” der. Hz. Peygamber de: "Ağaçları taşlama, dibine düşenleri al, ye!” diyerek bir çıkış yolu gösterir. Bu arada Rafi’nin (r.a) başını okşayarak şöyle bir dua yapar: "Allahım onun karnını doyur!” (Davûd, Cihâd, 94; Tirmizî, Büyu, 54; İbn Mâce, Ticaret, 67)
Bu olay Hz.Peygamber’in (s.a.v.) hangi ahlaki yönünü vurgular?
Mekke’nin fethi günü bir adam Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanına geldi. Korku ve heyecanla titreyerek; “Ya Rasûlallâh! Bana İslam’ı telkin buyurunuz!” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.), adama: “Korkma, sakin ol!. Çünkü ben şüphesiz, bir kral değilim. Ben, tuzlanıp güneşte kurutulan et yiyen bir kadının oğluyum” buyurdu. (İbn Mâce, Et’ime, 30.)
‟Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem suresi, 4. ayet.)
Yukarıdaki ayet, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hangi özelliğini daha çok ön plana çıkarmaktadır?
“Ey Kureyş topluluğu! Vallahi başınıza öyle bir iş gelmiştir ki artık üstesinden gelemezsiniz. Muhammed, daha gençken aranızda en hoşnut olduğunuz, en doğru sözlü ve en fazla güvendiğiniz kimse idi. Nihayet saçlarına ak düşüp olgunlaştığında size bu getirdiğiyle gelince siz ona sihirbaz dediniz. Hayır! Vallahi o sihirbaz değildir.”
İslam düşmanlarından Nadr b. Hâris’in yukarıdaki sözlerinden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
Peygamberimizin(s.a.v.) Hira’da geçirdiği günlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?