testyazılı sorularıçıkmış sorularkonu anlatımsoru bankası

7. Sınıf Türkçe: Metinler Arası Karşılaştırma TEST - 1

Metinler Arası Karşılaştırma konusu 7. Sınıf Türkçe test soruları. Online 7. Sınıf Türkçe Metinler Arası Karşılaştırma Konusu test için her sorunun 1 dakika süresi vardır. Aşağıdaki testi belirtilen süre içerisinde çözdükten sonra en aşağıda bulunan \"cevapları kontrol et\" butonuna tıklayarak yaptığın doğru - yanlış sayısı, cevaplar ve aldığın puanı görebilirsin.

Sıralı Test Çöz
Soru 1
1. Metin

Kavgacı siyam balığı, beta olarak da bilinir. Doğal yaşam alanı Asya olan, yaklaşık 4-6 cm boyunda bir balık türüdür. Özellikle erkeklerin, yüzgeçlerinin görkem ve güzelliği, asaletini yansıtan vakur duruşu dikkat çeker. Erkek betalar birbirleriyle geçinemezler. Dişilerin boyları erkeklere göre daha kısadır. Tek bir erkek ve dişi beta, barışçıl balıklarla karma akvaryumda beslenebilir. Erkek beta, yumurtaları köpükten yaptığı yuvada korur. Sanıldığı gibi kavanozda uzun süre yaşayamaz. Bitkilendirilmiş geniş bir akvaryumda bakılması gereken bir balıktır. Betaların renk değiştirebilme özelliği vardır. Genelde yaşadıkları ortam oksijen bakımından fakir, durgun sulardır. Belirli aralıklarla su yüzeyine çıkıp oksijen alırlar.

2. Metin

Lepistes, en yaygın akvaryum balıklarından biridir. Hem yeni başlayan hem de tecrübeli akvaryum severler tarafından çokça tercih edilmektedir. Her bir lepistesin rengi, parmak izi gibi diğerlerinden farklıdır ve hiçbir balık diğerinin tıpatıp aynısı değildir. Lepistesler gökkuşağının tüm renklerinde olabilir. Lepisteslerin cazibesi sadece göze hoş görüntüleri ile sınırlı değildir. Çekingen ya da saldırgan olmayışları da onları cazip kılmaktadır. Lepisteslerin yaşayacağı akvaryum çok kalabalık olmamalıdır. Aksi hâlde, su kalitesinin de düşmesiyle hastalıklar baş gösterir. Lepistesler mantar enfeksiyonuna çok yatkındır. Mantar özellikle balığın büyük, alımlı kuyruğuna hasar verir.

Bu metinlerde sözü edilen balıklarla ilgili,

I. Yaşam alanları benzerlik gösterir.

II. Erkek cinsleri daha gösterişlidir.

III. Aynı zamanda yumurtlarlar.

IV. Renk çeşitlilikleri fazladır.

yargılarından hangisi ortak değildir?
Soru 2
1. Metin

Dünya doğal afetler ile sarsılıyor. Gün geçmiyor ki televizyonlarda bir doğal afet haberine rastlamayalım. Depremler, sel felaketleri, kasırgalar, toprak kaymaları en sık duyduğumuz haberler arasında. Ülkemizde de birçok doğal afet meydana geliyor. Bunların en başında da “deprem” bulunuyor. Deprem, yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması olayıdır. Deprem herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda olabilir. Yerkürede meydana gelen depremlerin sıklığı, büyüklüğü ve verdiği zararlar göz önüne alındığında iki ana deprem kuşağından bahsedilebilir. Bunlardan ilki Büyük Okyanus’u çevreleyen ve özellikle Japonya üzerinde etkili olan Pasifik deprem kuşağıdır. İkincisi ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu, Cebelitarık’tan Endonezya’ya kadar uzanan Akdeniz Himalaya deprem kuşağıdır.

2. Metin

Toprak kayması, toprak örtüsünün bulunduğu yerden koparak bir yamaç boyunca kayması ve aşağıda bir yerde birikmesidir. Toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yer çekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir. Toprak kaymasının diğer adı ise heyelandır. Toprak kayması, ülkemizde en sık rastlanan doğal afetlerden biridir. Yağmur ve kar suları yamaçları kaplayan toprağın içine sızar. Suyu geçirmeyen bir tabakaya rastlayınca burada birikir. Biriken sular, üstteki toprak tabakasının altında kaygan bir zemin oluşturarak heyelan oluşumuna neden olur.

Bu metinlerle ilgili,

I. Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

II. Görsel ögelere yer verilmiştir.

III. Tanımlamalara yer verilmiştir.

IV. Tanık göstermeden yararlanılmıştır.

yargılarından hangisi ortak değildir?
Soru 3
1. Metin

Çok gariptir ki çağımızda işler o hâle geldi ki felsefe, anlayışlı insanlar arasında bile ne teorik ne pratik hiçbir faydası ve değeri olmayan, boş ve kuru bir laf olup kaldı. Bence bunun sebebi, felsefenin ana yollarını sarmış olan safsatalardır. Felsefeyi çocuklar için ulaşılmaz, asık suratlı ve belalı göstermek büyük bir hatadır. Onun yüzüne bu sahte, bu kaskatı, bu çirkin maskeyi kim takmış? O ki hep bayram ve hoş zaman içinde yaşamayı emreder bize.

2. Metin

Kanunlar doğru oldukları için değil kanun oldukları için yürürlükte kalır. Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka bir şeyden değil. Mistik olmak işlerine gelir. Kanunları koyanlar da çoğu kez budala ya da eşitsizlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir. Nasıl olursa olsunlar insandır nihayet, her yaptıkları şey ister istemez değişkendir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliği değildir?
Soru 4
1. Metin

Çita, kedigiler ailesinin saatte 112 km koşabilen en hızlı üyesidir. Çitaya “gepard” veya “av leoparı”da denir. Çitalara Afrika’nın Cezayir’inden Asya’nın Hindistan’ına kadar uzanan bölgede rastlanır. Çitalar küçük kulaklı, uzun bacaklı olup sarımtırak kahverengi postları siyah beneklidir. Yüksek otlar arasına gizlenerek antilop, ceylan, tavşan gibi canlıları avlarlar.

2. Metin

Leopar, kedigiller ailesinin Asya’da yaşayan üyelerindendir. “Pars” veya “panter” olarak da bilinir. Kaplan ve aslandan daha küçük ve hafiftir. Ortalama ağırlığı 50 kg kadardır. Leoparların postu açık sarı olup, sırt ve yan taraflarında siyah halka şeklinde benekler bulunur. Beneklerin orta kısımları post renginden daha koyudur. Maymun ve köpek etine düşkün olan leoparlar, avını ensesinden ısırarak, boynunu kırarak veya şahdamarını keserek öldürür.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerde geçen canlıların ortak özelliği değildir?
Soru 5
1. Metin

Yağmur, bardaktan boşanırcasına yağıyor, yağmur damlaları camlara vuruyordu. Evin içi buz gibi olmuştu. Sultan, sobaya odun attı; odanın içi sıcacık oldu. Gök gürlüyordu ve her şimşek çakışında sıçrıyordu Gülbeyaz. Gök gürültüsünden oldum olası korkardı. Küçükken gök gürlediği zaman yorganın altına girer, kulaklarını tıkardı. Bu korkusunu bir türlü yenememişti.

2. Metin

Bütün gece yağmur yağdı. Hatta pazar sabahı uyandığımızda da yağmaya devam ediyordu. Neyse ki yaz yağmuru olduğu için güneş kısa sürede yeniden göründü. Babaannem yaz yağmurunun öküzün bir boynuzuna yağıp diğer boynuzuna yağmadığını söyler. Eğer babaannemin dediği doğruysa bu öküz buralarda bir yerde olmalı. Güneş bizim yıkık dökük pansiyonumuzun üzerine doğdu ama Boğaz’ın karşı tarafında hâlâ yağmur var.

Aşağıdakilerden hangisi bu hikâyelerin ortak özelliklerinden biridir?
Soru 6
1. Metin

Alzheimer hastalığı ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Klinik olarak incelendiğinde alzheimer bilişsel ve işlevsel düzeyde ilerleyici bir kötüleşme ve hafıza ile diğer entellektüel faaliyetlerde belirgin bozulma olarak karşımıza çıkar. Yeni bilgileri öğrenme veya daha önce öğrenilmiş olan bilgiyi hatırlama becerisinde bozulma, konuşma bozukluğu, motor işlevlerin korunuyor olmasına rağmen objelerin tanınamaması, planlama, organizasyon, dikkati odaklama, görünümün altında kalanı kavrama gibi işlevlerde bozulma görülür. Bu belirtiler kişinin sosyal ve mesleki yaşamında hastalık öncesine göre belirgin bozulmaya neden olur ve bir başka hastalıkla ortaya çıkan geçiçi bozulma değildir. Alzheimer vakalarının %25’inin genetik mirasla ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Hastalık, geri döndürülemez olsa da süreci yavaşlatılabilir. Bunun anahtarı erken tanıdır.

2. Metin

Halk arasında bunama adı verilen demans kelimesi, Latincedeki kullanım biçimiyle “yerleşmiş, var olan, edinilmiş olan zihnin sonradan yitirilmesi” anlamını taşımaktadır. Beyin; bilgi, davranış ve yaşamı sürdürme konularında yetersiz kalır, alışılmış aktiviteler zorlanarak gerçekleştirilir ya da hiç gerçekleştirilemez hâle gelir. Bunama, yaşlı erişkinlerin ortak bir bozukluğudur. 65 yaş üstü %10’dan fazla insanı etkilemektedir. Artan yaşam beklentisi, yaşlı nüfusta artış sağlamış, bu da bunama sıklığında dramatik bir artışa neden olmuştur. Bunamanın en sık nedeni olan alzheimerin ortaya çıkış sıklığı 65 yaşından sonra her 5 yılda 2 katına çıkar ve 85 yaşından sonra neredeyse %50’yi bulur.

Bu metinlerin anlatımıyla ilgili,

I. Bilgi vermek amacıyla yazılmışlardır.

II. Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

III. Betimleyici ögeler kullanılmıştır.

IV. İkilemelere yer verilmiştir.

yargılarından hangileri ortaktır?
Soru 7
1. Metin

Türk edebiyatında eleştirinin ortaya çıktığı dönem, Tanzimat Devri olarak kabul edilir. Eleştiri, Batı’dan öğrenilerek ülkemize gelmiştir. Ancak yine de bu türün bizim eski edebiyatımızda olmadığını iddia edemeyiz. Eski Türk edebiyatında şairlerin ele alındığı biyografiler aslında birer eleştiri örneğidir. Fakat bizim bu eleştirilerimiz Batı’dan aldığımız eleştirilerle pek uyuşmamaktadır. Modern Türk edebiyatı dönemlerinde Şemsettin Sami, Muallim Naci, Ahmet Vefik Paşa gibi şahsiyetler birçok sözlük meydana getirmişlerdir ve bu sözlüklerde “eleştiri” kelimesi ele alınmıştır. Eleştiri kelimesi, bir eserin iyi ve kötü yönlerinin ortaya çıkarılması diye açıklanmıştır.

2. Metin

Tuluat; doğmalar, doğuşlar manasına gelmektedir. Edebiyatta bir tiyatro türünün adıdır. Seçilen belli bir konuyu, önceden yazılmış herhangi bir metne dayanmadan, sahnede akla gelen sözlerle işleyerek canlandırma esasına dayanan bir oyun şeklidir. Tuluatta oyuncular, seçilen konu ile ilgili, konunun akışına uygun olan sözleri sahnede kendileri bulurlar. Tuluatın güç ve ilham kaynağı, geleneksel orta oyunumuzdur. Taşıdığı özellikler ve motifler bakımından tuluatı bir halk tiyatrosu olarak değerlendirmek mümkündür.

Bu metinlerin anlatımıyla ilgili,

I. Benzetmelere yer verilmiştir.

II. Nesnel ifadeler ağır basmaktadır.

III. Örneklerden yararlanılmıştır.

IV. Tanımlamalardan faydalanılmıştır.

yargılarından hangileri ortaktır?
Soru 8
1. Metin

Fırtına, şiddetli rüzgâr ve bunun çöllerde veya denizlerde meydana getirdiği dalgalanmalardır. Meteoroloji uzmanları, hızı saatte 100 km’yi geçen rüzgârlara fırtına derler. Fakat halk arasında fırtına denilen birçok rüzgârın hızı bundan azdır. Denizciler arasında da saniyede 15 metreden daha hızlı esen rüzgârlara fırtına denilmektedir. Fırtına başlamadan önce hava çok durgun olur. Sonra biraz rüzgâr eser ve birden şiddetlenir. Sağanak hâlinde yağmur başlar, şimşekler çakar. Fırtınalar bazen yağışsız da olabilir. Bunlar daha çok denizlerde tehlikeli olur.

2. Metin

Kasırgalar, tropikal bölgelerde sıklıkla gözlemlenmektedir. Kuzey Yarım Küre’de gözlemlenen saat yönünün tersine dönüşü ve Güney Yarım Küre’de kaydedilen rüzgârların saat yönünde dönüşü yer ve dalgalanmaya göre farklılık gösterir. Çoğu kasırga, büyük su gövdeleri üzerinde gelişir ve içe doğru hareket ederken yavaş yavaş kaybolur. İç bölgelerle kıyaslandığında, kıyı bölgelerinin arkasında yaşama ve mülke büyük zarar veren ana neden budur.

Bu metinlerle ilgili,

I. Tanımlara yer verilmiştir.

II. Konuyla ilgili örneklendirme yapılmıştır.

III. Görsel ögelere yer verilmiştir.

IV. Bilgi vermek için yazılmıştır.

yargılarından hangileri ortak değildir?
Soru 9
1. Metin

Yetmiş beş yıldan beri bu dünyada, bu sevgili topraklar üzerinde yaşamaktayım. Birçok baharlar, yazlar, güzler, kışlar gördüm. Yalnız tabiatın değil, ömrün de dört mevsimini görüp geçirdim. Ama bilirsiniz tabiatın mevsimleri her sene yenilenir hatta bazen bir yıl öncesinden daha renkli, daha güzel, daha alımlı gelir de ömrün mevsimlerinden hiçbirinin bir tek günü bile geri gelmez, gelemez. Varınızı yoğunuzu ortaya koysanız, olanca gücünüzü harcasanız bile ömrün ilkbahar senelerinden bir saati geri getirebilir misiniz?

2. Metin

Roman, konu bakımından en geniş özgürlüğe sahip ve insanlarla en çok ilgilenen edebiyat türüdür. Romancı, yaşamdan aldığı olayları yine yaşamdan aldığı ya da hayal gücünün yarattığı kişilerle işleyerek gözümüzün önünde yeni bir yaşam canlandırır. Yaşamdan aldığı olaylar derken aynen yaşamda geçen olaylar akla gelmemelidir. Tamamen hayal gücünün yarattığı bir olay da yaşamdan alınmış sayılabilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliğidir?
Soru 10
1. Metin

Türk tiyatrosu, Anadolu uygarlığını oluşturan çeşitli toplumların, Anadolu’ya göç eden Türklerin atalarının ve İslam dünyasının kültürel birikimine dayanan, hem Doğu hem de Batı kaynaklı etkileri içeren bir seyirlik geleneği üzerinden gelişmiştir. Türk halkı Batı modeliyle, tiyatroyla azınlıkların sunduğu tiyatro gösterileri yoluyla tanışmış, Osmanlı sarayı ise yabancı toplulukların gösterilerine
büyük önem vermiştir. Batı tiyatrosu Türk halkından daha önce benimsenmiştir. Batı tiyatrosunun Türk kültürüne tam anlamıyla aktarılması ise Tanzimat’ta oluşmuştur. Batı tiyatrosunun 1839 Tanzimat Fermanı’nın öngördüğü ilkeler doğrultusunda Batı’ya yönelen Osmanlı toplumuna girişi, geleneksel Türk tiyatrosuna bir yandan birçok olumlu katkıda bulunurken bir yandan da onun çağdaş doğrultuda gelişmesini engellemiştir. Batı modeli tiyatronun benimsenmesiyle de Türk tiyatrosu yeni bir yöneliş içine girmiştir.

2. Metin

Her ülkenin bir sinema tarihi vardır. Bu, elbette belgelerle saptanır. Sinemanın dünya üzerindeki resmî tarihi, belgelere göre 22 Aralık 1895 olarak bilinir. İki Fransız gencin, Lois ve Auguste Lumier kardeşler, Paris’te Cabucines Bulvarı’ndaki Grand Cafe’de düzenledikleri bir gösteriyle dünya sinemasının resmî tarihini başlatırlar. Sinemanın Türkiye’ye girişi ise çeşitli kaynaklara göre Yıldız Sarayı’nda ve halka açık gösterilerle başlar. Örneğin, Romanya uyruklu bir Polonyalı Sigmund Weinberg’in Galatasaray döneminde düzenlediği halka açık film gösterisi bu konuda en sağlam kaynaklardan biridir.

Bu metinlerin anlatımıyla ilgili,

I. Örneklere yer verilmiştir.

II. Nesnel anlatım kullanılmıştır.

III. Benzetmeye başvurulmuştur.

IV. Karşılaştırmadan faydalanılmıştır.

yargılarından hangileri ortaktır?
Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 10
Ek Bilgiler