testyazılı sorularıçıkmış sorularkonu anlatımsoru bankası

8. Sınıf Türkçe: Metinde Yardımcı Fikir TEST - 1

Metinde Yardımcı Fikir konusu 8. Sınıf Türkçei test soruları. Online 8. Sınıf Türkçei Metinde Yardımcı Fikir Konusu test için her sorunun 1 dakika süresi vardır. Aşağıdaki testi belirtilen süre içerisinde çözdükten sonra en aşağıda bulunan \"cevapları kontrol et\" butonuna tıklayarak yaptığın doğru - yanlış sayısı, cevaplar ve aldığın puanı görebilirsin.

Sıralı Test Çöz
Soru 1
1 ve 2. soruları aşağıdaki metne göre yanıtlayınız.

Yazının bir büyüsü var, insanı içine çeken. Yüzyıllardır insanlar bu büyünün içinde kendine ait bir şeyler arıyor. Dipsiz bir kuyunun merakı içinde debeleniyor insanoğlu.

19. yüzyılda hayatımıza romanların girmesiyle yazının büyüsü iyice arttı. Kurgu metinlerin merakı, insanın kendi labirentinde adres sormaya benziyor ya da bilmediği labirentlerin nasıl olduğunu merak ettiriyor insana. Bunun sonunun olmadığını biliyor ama merak ediyor. İşin güzelliği de burada sanırım.

İnternet çağının getirisi olarak roman sayısı da yazar sayısı da bir hayli arttı. Roman yayımlayan whatpad İnternet ortamları olduğu gibi, para ile kitap basan yayınevlerinin sayısı da arttı. Bunun kaliteyi düşürdüğünü söylemek mümkün fakat yazının büyüsüne kapılan ya da belki de bu yolla para kazanmayı düşünen insanlar için yazı atölyeleri açılmaya başladı. Ve yazar adayları da hâliyle merak ediyorlar. Büyük ve önemli yazarlar nasıl yazıyor, onları nasıl okumalıyım, soruları ön plana çıkıyor.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Soru 2
Bu metin aşağıdaki soruların hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
Soru 3
Geçmişi 5 bin yıl öncesine kadar dayanan altının gizemli yolculuğu, kuyum ustalarının hünerli ellerinde şekil bulan el sanatlarıyla hayat buluyor. Bu kuyumculuk sanatlarından biri de telkâri. Deyim yerindeyse saç teli inceliğindeki altın ve gümüş tellerle yapılan el dokumasına telkâri sanatı deniyor. Ustaların ellerinde şekilden şekle giren takılar, insanı adeta 1001 Gece Masalları’na alıp götürür. Telkâri tekniğinin işlendiği ürünlerde göze çarpan sanat inceliği, insanı tarihin karanlıklarından günümüze bir sanat yolculuğuna çıkarıyor. Bunun yanında sanat işlemeciliğinde tel, ne kadar ince olursa takının değeri de o kadar artıyor.

Bu metinde telkâri sanatı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Soru 4
Hava kirliliğinin temel kaynakları kentleşme ve endüstrileşmedir. Bunlardan kentleşme; nüfus yoğunluğu, kentin topoğrafik ve meteorolojik koşullarına uygun olmayan bir biçimde oluşturulması nedeniyle kirliliği artıran bir etken olarak işlev görmektedir. Kentlerdeki ısınma sistemi, kullanılan yakıt türleri, ulaşım araçları bu sorunun büyümesine neden olan diğer etkenlerdir.

Bu metinde hava kirliliği ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Soru 5
Kitap, bilimsel üretimin kendini kabalaştırdığı bir çeşit mekândır. Kalıcı, iletici, aktarıcı bir işlevi vardır. Bilincin insandan insana değişebildiği araçtır. Bunun içindir ki kitabın silahtan tehlikeli olduğunu söyleyebilmek olanaksız ama silahtan çok daha güçlü olduğu bilinen bir gerçek. Dildeki anlamıyla silah, hiçbir zaman üretmedi. Yalnızca tüketti, kitap ise üretimin olduğu kadar insanlığın yükselmesinin belirleyici aracı oldu. İşte kitap, gücünü de bu özelliğinden almaktadır.

Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Soru 6
Türk sinemasının en büyük isimlerinden olan sanatçı, sinema alanında elli yıldır ayakta durabilmeyi; nostalji kavramıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayışına, geçmişte olan her şeyi kafasından silip atma eğilimine ve hep geleceğe dönük yaşamayı seçmesine bağlıyor. Ama yine de geçmişe bakmaktan, hatırladıklarını bizlerle ara ara paylaşmaktan kendisini alamıyor. İyi ki de öyle yapıyor. Ucundan bal damlayan kalemiyle hayatına yön veren insanları, sinemacı olarak yaşadıklarını anlatıyor tatlı tatlı. Türk sineması üzerine saptamalarda bulunuyor o kalender tavrıyla. Yeşilçam’ın ünlülerini ve adsız kahramanlarını, nice sanat ve edebiyat üstadını koluna takıp rengârenk bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.

Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili,

I. Geçmişe saplanıp kalmadığı

II. Geçmişi tamamen sildiği

III. Türk sinemasına hizmet ettiği

IV. Yazmaktan hoşlanmadığı

değerlendirmelerinden hangilerine ulaşılamaz?
Soru 7
7 ve 8. soruları aşağıdaki metne göre yanıtlayınız.

Kartal Tibet’in 1978 yapımı “Sultan” filmi, Yeşilçam’ın ve Arzu Film’in olgunluk dönemi eserlerindendir. Sevmeyen, bilmeyen yok gibidir. Ayrıca her biri Türk sinemasının devleri arasında olan olağanüstü oyuncularıyla, film değil de sanki yaşayan bir organizma gibidir “Sultan”. Yine; ele aldığı göç ve gecekondu olgusu, kadın erkek ilişkileri, arabesk kültür gibi toplumsal meselelere dair söyledikleriyle de tarihe not düşmüş filmlerdendir. Dolayısıyla üzerine çok şey söylenebilecek, çok geniş açılardan ele alınabilecek, son derece zengin malzemeye sahip bir film. Yeri geldikçe hepsine değinmeye çalışacağım ama en çok da kadının göç karşısındaki adaptasyon serüveninin nasıl anlatıldığına bakmak istiyorum.

1940’larda başlayıp 50’lerde yoğunlaşan büyük iç göçün sonuçlarından biriydi gecekondulaşma. Anadolu insanının “Taşı toprağı altındır.” diye düşünerek geldiği İstanbul’da en önemli sorunlardan biri, barınma olarak baş göstermişti. Büyük şehirde bu kadar insana yetecek kadar konut yoktu. Altyapısı olmasa da konfor sıfıra yakın olsa da başlarını sokacak birer ev yapıverdiler şehrin kenarına. Köy kültürünü, şehir hayatına eklemlerken kadim kodlarını da tamamen terk etmediler. Birbirine yakın, bağırsan duyulacak kadar iç içe evlerde yaşadılar. Köydeki alışkanlıklarının devamı sayılabilecek imeceler, sıcak komşuluk ilişkileri ve göreceli olarak taassup, bir miktar form değiştirse de sürdü. Halit Refiğ’in “Gurbet Kuşları” filminden başlayarak göç ve gecekondu olgusu üzerine birçok film yapıldı. Çoğunlukla da savrulma ve acı sonla bitti hepsi. “Sultan” filmindeki gibi evlerinden atılsalar bile umutla biten, âşıkların kavuştuğu finaller pek yoktu, Sultan filmi belki de ilk örnekti, bu manada.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
Soru 8
Bu metin aşağıdaki soruların hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
Soru 9
Halk şiirimizin son büyük temsilcisi Âşık Veysel, güzeli güzel yapan sırrın sevenin gönlündeki “aşk” olduğunu söyler. “Güzelliğin on par’etmez / Şu bendeki aşk olmasa.” diyerek. Şüphesiz güzellik göreceli bir kavramdır. Ama insanoğlunun duygu ortaklığı da vardır. Bu yüzden çoğu kez, bir şeyin güzel olduğu veya olmadığı konusunda aşağı yukarı bir fikir birliği içinde oluruz. Yeter ki baktığımız varlığa bir ilgimiz olsun, bir sevgimiz olsun. Mutlaka güzel bir taraf buluruz.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Soru 10
Biz öğretmenler, aslında bir şey öğretmiyoruz. Zaten kimseye de bir şey öğretilemez. Ancak onun öğrenmesine yardım edilir. Çünkü öğrencilerin kafasında bir butona basıp da bilgileri kaydetmesini sağlayacak sistem yok. Öğretmen, belki bir ırmaktır; belki bir pınardır. Onun suyu akar durur, gidip de susuzluk çeken birinin susuzluğunu gideremez. Susuzluğunu fark edecek ve suyu içmek için emek sarf edecek kişi öğretmen değildir. Öğretmenin tek görevi, belki de temiz bir su olmaktır. Beni iç diye özendirebilir belki ama zorlayamaz.

Bu parçada aşağıda verilen soruların hangisinin yanıtı yoktur?
Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 10
Ek Bilgiler