testyazılı sorularıçıkmış sorularkonu anlatımsoru bankası

TYT Türkçe Paragrafta Yardımcı Düşünce Online TEST - 1

Paragrafta Yardımcı Düşünce konusu TYT Türkçe dersi test çöz sayfasındasın. Paragrafta Yardımcı Düşünce Konusu test için her sorunun 1 dakika süresi vardır. Aşağıdaki Paragrafta Yardımcı Düşünce konusu TYT Türkçe dersi testini belirtilen süre içerisinde çözdükten sonra en aşağıda bulunan \"cevapları kontrol et\" butonuna tıklayarak Paragrafta Yardımcı Düşünce Konusunda yaptığın doğru - yanlış sayısı, cevaplar ve aldığın puanı görebilirsin.

Sıralı Test Çöz
Soru 1
Savaşlar edebiyatın önemli bir malzemesidir. Türk edebiyatın­da çoğu tarihT roman kategorisinde değerlendirilen savaş ro­manları, geniş bir okur kitlesine seslenegelmiştir. Buna rağmen imparatorluk geçmişinden ötürü Türk tarihinde önemli bir yer tutan savaşların, Türk edebiyatına edebT bir malzeme olarak toplumsal hafızadaki yeri ve önemine denk gelen bir yoğunluk­ta girdiğini söylemek mümkün değildir. Ancak Teselya Savaşı bunun önemli bir istisnasıdır. Osmanlı Devleti için travmatik so­nuçlar doğuran 93 Harbi'nden sonra elde edilen ilk askeri başa­rı Teselya Savaşı'dır ve Osmanlı entelijansiyasının özel ilgisiyle karşılanmıştır. 313 Harbi, Teselya Savaşı ve Dömeke Muhare­beleri olarak da bilinen 1897 Türk-Yunan Savaşı, bu anlamda, Türk edebiyatında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Servet-i Fü­nun edebiyatçıları dahil olmak üzere, dönemin pek çok yazar ve ozanı bu savaşla ilgili şiirler ve hikayeler kaleme almışlardır.

Bu parçada, aşağıdaki yargıların hangisinden söz edilme­miştir?
Soru 2
Gadamer'e göre, Tarihsel bilgi objektivist bilgi modellerine göre açıklanamaz. Anlamanın bütün niteliklerini tarihsel bilgi edinme sürecinde görebiliriz. Anlamanın bu yönü ve yapısı doğal olarak "gelenek" ile bağlantılıdır. Gadamer için anla­manın bu biçimdeki yapısal durumunun kökeni Antikçağ reto­rikçilerine kadar dayandırılabilir. Ona göre anlama, bütün ile parça arasındaki ilişkiye benzer şekilde veya Hegel'in diya­lektiğindeki süreç gibi işlemektedir. Gelgelelim Gadamer'de anlama süreci Hegel diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğ­ru ilerleme sürecinden farklı olarak meydana gelir. Bütün ve parçalardan oluşan hermeneutik daire, beklentimizi belirleyen durum ve anlamamızı yönlendiren şey; gelenekle paylaştığı­mız şeydir. Bu duruma bağlı olarak yorumcunun metinle ilişkili olarak kurduğu bağ, yorumcuyu bir bakıma elçi haline getirir. Ne var ki Gadamere göre hermeneutik daire, bir kısır döngü, hatta yalnızca hoş görülen bir daire düzeyine indirgenme­melidir. Bu dairede, en ilkel türde bir bilmenin gerçek olana­ğı saklıdır. Gadamer gerçek anlamanın amacını şu şekilde belirtir: Bir metni okurken, onu anlamak isterken beklentimiz onun bizi bir şey hakkında bilgilendirmesidir. Gerçek bir her­meneutik tutumla oluşan bilinç, metne açık olmalıdır. Ancak bu açıklık, objektivist bir yansızlıkla kazanılamaz; kendimizi ayraçlar içine almamız ne olanaklıdır, ne gereklidir, ne de arzu edilir bir şeydir.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
Soru 3
Bireyin mutluluğunu sağlayan birçok faktör vardır. Bunlardan sağlık, bireyin zihnen ve bedenen problemsiz, esen ve dinç oluşudur. Başarı, mutluluğu besleyen bir başka faktördür. Başarılı olan insanlarda genel bir doyurulmuşluk ve mutluluk hali gözlenmektedir. Mutlu bir ev ortamı ve buna bağlı olarak yaşanan refah duygusu, bireyin sadece çocukluk ve gençlik çağında değil yaşam boyu mutluluğunu olanaklı kılmaktadır. Yine insanın güvenli bir şehir ve ülkede yaşaması, mutluluğu­nu koruyan ve çoğaltan birincil faktörlerdendir.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerin hangisi bireyin mutlulu­ğunu sağlayan faktörlerden biri değildir?
Soru 4
Resim yapılırken çizilecek model belirlendikten sonra modelin işlenişi, ışık ve gölgelendirme ile sağlanır. Böylelikle modelin hacmi ve derinliği resme daha iyi aktarılabilir. Işık kaynağı, resmedilecek olan nesnenin her bölgesini eşit olarak aydın­latmaz. Yüzü ışığa dönük olan bölgeler genellikle daha karan­lıktır. Işık kaynağı ile nesnenin gölgesi arasında kalan kısım, nesnenin asıl renginin bulunduğu kısımdır. lşığın nesneyi aydınlatma derecesi "ton" olarak isimlendirilir. Açık tonlu yani ışık gören bölge, fazla ışık aldığından nesnenin asıl rengini bulundurmaz. Öz ton denilen bölge, yansımaların bulunma­dığı bölgedir. Bu bölgenin dikkatle çizilmesi gerekir. Koyu ton bulunduran bölge ise, nesnenin ışık görmeyen, bu nedenle en koyu olan bölgesidir. Bir de nesnenin düşen gölgesi vardır. Nesnenin zemindeki yansımasını gösterir. Bu gölge, çoğu kez nesnenin biçimini yansıtır.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok­tur?
Soru 5
Yazarlık, yıllar içinde elde edilecek bir vasıftır. Bir kişinin ya­zar vasfı kazanması için taşıması gereken o kadar çok nitelik vardır ki bunlara birkaç yılda sahip olunması mümkün değildir. Bir defa yazar olmak için en başta dil kurallarını iyi bilmek icap eder. Bir kişi, konuştuğu dilin inceliklerini bilmezse kaliteli ürünler ortaya koyamaz. Cümle düşüklükleri bulunan, anlatım bozuklukları, yazım ve noktalama yanlışlıklarıyla dolu olan bir metnin özgün ve kalıcı olması olanaksızdır.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
Soru 6
Endüstrinin bel kemiğini oluşturan bilişim teknolojileri, üretime katkı sağlayarak ülke ekonomilerini ayakta tutar. Firmalar; bi­lişim teknolojileri sayesinde maliyetlerini düşürebilir, küresel rekabette bulunabilir. Bilgisayar, televizyon, radyo, İnternet, mobil telefonlar, tabletler, elektronik postalar bilişim teknolo­jilerinin birer ürünüdür. Bilişim teknolojileri, şu temeller üze­rinde gelişmiştir: enformasyon, kuantum mekaniği, moleküler biyoloji, oşinografi, ekoloji, uzay bilimleri. .. Bilişim teknolojisi, bilgisayar dışında birçok alet, cihaz ve ekipmanı da kapsar. Bunların bazıları şunlardır: hesap makineleri, izole kablolar, elektronik tüpler, televizyon ve radyo vericileri, telefon ve tel­graf hatları, ses ve video kayıt cihazları, faks, ölçme, kontrol ve test cihazları; elektronik makineler ve aletler, bilgisayar ekipmanları, telekomünikasyon sistemleri. ..

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Soru 7
Türklerde arşivcilik, Orta Asya'ya kadar uzanır. Uygur Türk­lerinin eski şehirlerinde kütüphaneler, noterler, mahkemeler, gümrükler ve resmi kurumlarda resmi yazışmaların arşivleri tutulmuştur. Anadolu Selçukluları ve Osmanlı'da da devlet kuruluşlarının ilk yıllarından itibaren arşiv kültürü oluşmuştur. Türk-İslam devletleri, özellikle "kul hakkı" tehlikesi nedeniyle devlet belgelerinin saklanmasına önem vermiştir. Osmanlılar, devlet evraklarını en müstesna yerlerde muhafaza etmiştir. Dünyadaki en geniş ve sağlam arşivler, Osmanlı arşivleridir. İstanbul'un fethine kadar devlet arşivleri Bursa ve Edirne'de muhafaza edilmiştir. İstanbul'un fethinden sonra Topkapı Sa­rayı'ndaki Divan-ı Hümayun'da bir arşiv odası oluşturulmuş­tur. Osmanlı'da arşivler kurutulmuş, nemsiz mahzenlerde saklanmıştır. Günümüzde Osmanlı arşivleri, Başbakanlık Os­manlı Arşivi kurumunun bünyesindeki uzman ekipler tarafın­dan özel yerlerde tasnif ve muhafaza edilmektedir.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok­tur?
Soru 8
Uygarlık, kaynağını yüzlerce yıl öncesinden alan bir kavramdır. Kültürler üstü bir kavram olan uygarlık, kültürleri hem aşar hem de kapsar. Bu bakımdan uygarlığın birden çok kültürü içine alarak serpildiği söylenebilir. Kültürün ulusal karakteri ağır basarken uygarlığın evrensel karakteri öne çıkar. Uygarlık, çeşitli kültürlerin ortak paydası olarak da değerlendirilebilir. Benzer niteliklere sahip kültürlerin bir araya gelmesiyle uygarlık meydana gelir. Dolayısıyla uygarlığı, kültürlerin şemsiyesi olarak görmek doğru bir yaklaşımdır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Soru 9
6. Güliver'in Gezileri, İngiliz yazar Jonathan Swift tarafından
17. yüzyılda kaleme alınmıştır. Eser gerçekçi bir bakış açısıyla oluşturulmuştur. Yazar, her ne kadar edebi üsluptan taviz vermese de aslında eserini felsefi bir amaç uğruna oluşturmuştur. Satır aralarında okuyucusuna bazı fikirleri benimsetmeye çalışmıştır. Eserin kahramanı olan Güliver; önce cüceler, sonra da devler ülkesine gitmiştir. Bu yolculukları sırasında büyüklük ve küçüklük duygularının ne denli geçersiz olduğunu görmüştür. Yazar, esasen bununla kibirli olmanın ve kendini küçük görme kompleksinin ne kadar önemsiz olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.

Aşağıdakilerin hangisi bu parçada söz edilen eserin bir özelliği değildir?
Soru 10
Sultan il. Abdülhamid zamanında pek çok devlet adamı, muhtelif konularla ilgili layihalar hazırlamıştır. Bir tür rapor özelliği taşıyan bu layihaların bazısı padişahın emriyle hazırlanırken bir bölümü de devlet adamlarının kendi istekleriyle kaleme alınmıştır. Herhangi bir konu hakkındaki görüş ve düşüncelerin kaleme alındığı rapor nitelikli yazılar olan layihalar, bu dönemde devlet adamları tarafından yazıldığı gibi yönetimle ilgili bir görevi olmayan kişilerce de kaleme alınabilmekteydi.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Soru 11
Süper kahraman filmlerinin mega bütçeli Hollywood sinema endüstrisine hakim olduğu günümüzde ilk Deadpool, türe getirdiği orijinal ve cesur yaklaşımı ile gişede beklenmedik bir başarıya sahip olmuştu. Bu başarının en önemli etkeni tabii ki bilindik formül süper kahraman filmlerinden bıkmış olan seyircinin bu türün klişeleri ile dalga geçen akıllı bir parodiyle buluşması, nefes kesici aksiyon sahneleri ve süper güçlerle dolu tatmin edici bir süper kahraman filmi olmayı başaran bir yenilikle karşı karşıya gelmesiydi. Ryan Reynolds'un eforsuz alaycı karizmatik kişiliği, kendi içinde bulunduğu öyküsü ile dalga geçen Deadpool için biçilmiş kaftandı. Tabii ki bu yüzden Reynolds, yıllardır bu filmi çekmek için uğraşmıştı. İlk filmin başarısından sonra ise ikinci bölümün yapıma sokulması zorunluydu artık.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen filmin özelliklerinden biri değildir?
Soru 12
Felsefe ve bilim arasında pek çok fark bulunduğu su götürmez bir gerçektir. Bilim, deney odaklı ve laboratuvar çalışmalarını esas alan bir çalışma prensibine sahiptir. Bilimde amaç, herkesin kabul edeceği mutlak gerçekleri elde etmektir. Dolayısıyla genel geçer ve ispata açık olguları ortaya koymaktır. Bilim, pek çok gözlem ve deneyden hareketle doğa olaylarını açıklamak ve bunları yasalaştırmak peşindedir. Felsefe ise hür bir düşünme biçimidir. Bilgi üretmeyi değil, üretilmiş bilginin niteliği üzerinde düşünmeyi imler. Felsefe, deney ve ispat odaklı çalışmaz. Felsefede sistematik ve soyut düşünme, olay ve varlıklara farklı pencerelerden yaklaşma ön plandadır.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
Soru 13
Coğrafya sadece üzerinde yaşanan, sınırları belirlenmiş bir yeryüzü parçasını ifade etmez. Sınırlarında yaşama şansı tanıdığı topluluklara şekil veren, onları bazı ruhsal ve fiziksel niteliklerde bir araya getiren coğrafya, ayrıca önemli bir tesir vesilesidir. Bu açıdan edebiyat da coğrafya ile doğrudan ilişkilidir. Birey olarak sanatkar, mensubu bulunduğu coğrafyadan aldığı doğal tesirlerden beslenir. Bu münasebet, bazen sanatkarın yaşadığı mekan olabildiği gibi, bir süreliğine bulunduğu mekan vesilesiyle de gerçekleşebilir.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Soru 14
Ömrünü çocuklara bir şeyler yazmaya adamış biriyim. Çocuk edebiyatı ürünlerinin çalakalem oluşturulduğuna dair düşüncelere katılmıyorum. Çocuklar için yazılan eserler, onların birçok kazanıma sahip olmasını sağlamaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabilirim:

• Sanatsal güzelliğin farkına varıp bu duygularını geliştirme imkanına sahip olurlar.

• Okumanın keyifli bir iş olduğunu anlayıp edebiyatın muhteşem dünyasıyla tanışırlar ve bu tanışıklık onların bambaşka yaşamları öğrenmesini sağlar.

• Eserlerdeki kahramanlarla arkadaş olup onların sevinçleriyle güler, üzüntüleriyle ağlar ve "Aynı şeyleri ben yaşasaydım ne yapardım?" sorusuna cevap ararlar.

• Bazı kahramanları, çocuk kitaplarının başkahramanları genelde üstün vasıflarla donatılmıştır, çok benimseyip gerçek yaşamda onun gibi olmaya çalışırlar.

Bu parçada çocuk edebiyatı yazarının sözlerine göre, kitapların çocuklara kazandırdığı özellikler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Soru 15
Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk buz fabrikası İstanbul'da, İstinye Caddesi üzerinde, Mabeyn-i Hümayun Bekçiler Müdürü Salim Ağa'nın 1886 tarihinde almış olduğu imtiyaz neticesinde kurulmuştur. Bu ilk fabrikanın ardından Osmanlı topraklarında peş peşe buz fabrikaları açılmaya başlanmış ve 1890'11 yıllara gelindiğinde artık suni buz üretimi son derece sık kullanılan ve kanıksanan bir sanayi koluna dönüşmüştür. Dersaadet Buz Fabrikası imtiyazına göre
bu ilk fabrika, suni olarak üreteceği buzları halka sabit bir fiyat üzerinden satacaktır. Bununla birlikte fabrikanın 1887 senesinde üretime başladığı anlaşılmaktadır.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Test Bilgileri ve Sonuçlarım
  • Toplam Soru : 15
Ek Bilgiler