Eğitim Sayfam

(I) Toplumlar, içlerinden çıkardıkları sanatçılarla birçok ülkede kendilerinden söz ettirebiliyor. (II) Çeşitli sanatsal etkinliklerde kendilerini daha iyi tanıtıyorlar. (III) Öyle ki bazen bir sanatçı, tek başına bir ulusun simgesi olabiliyor. (IV) Günümüzde uluslar, varlıklarını, bilim ve sanat alanlarındaki yaratıcı güçleriyle kanıtlıyor. (V) Örneğin dünya kamuoyu; Shakespeare'le İngiltere'yi, Cervantes'le İspanya'yı, Mozart'la Avusturya'yı tanıyor.

Bu parçanın anlatım akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?

(I) Kültür üretmek kadar onu yaşamak ve yaşatmak da bir çaba gerektirir. (II) Belki de asıl kültür budur; sanatın yarattığını yaşamak ve yaşatabilmek. (III) Çünkü şiir toplumun mirasının biriktiği bir havuzdur ve onda binlerce yıldır tükenmeyen madenler ışıldamaktadır. (IV) Şairin görevi bunu keşfetmek ve sonraki nesillere en uygun biçimde iletmektir. (V) Bu görevin, şairler tarafından gizli ya da açık bir şekilde benimsendiğine tanık oluyoruz.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bunu en somut şekliyle şiir aracılığıyla sağlarız." cümlesi getirilmelidir?

(I) Edebiyat-ı Cedide'nin içli şairi olarak tanınan Hüseyin Siret, genç yaşta şiir yazmaya baslar. (II) Şiirin hemen hemen her türünü denemiş, gençliğinde Tevfik Fikret'le dost olmuş, sonradan diğer şairlerle tanışmıştır. (III) Bıkkın, melankolik bir şair olan Hüseyin Siret, yıllarca vatanından uzakta yaşamıştır. (IV) Bu yüzden karamsar bir kişiliğe sahiptir. (V) Grubun diğer şairleri gibi o da şiirlerinde daha çok aşk, doğa güzellikleri ve kişisel acılarını anlatmıştır.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu karakter yapısı tüm şiirlerinde kendini hissettirir." cümlesi getirilirse düşüncenin akışında bozulma olmaz?

(I) Yüzyılın gelenekten uzak tüm değerlerini hiçe sayan film, ana konu olarak sevgiyi ele alıyor. (II) Duyguların, koşullar ne olursa olsun sınır tanımayacağı gerçeği izleyicinin hoşlanacağı bir biçimde veriliyor. (III) Oyuncu kadrosu filmin bu konuda ne kadar iddialı olduğunun bir kanıtı. (IV) Her biri kendi sahasının ünlü isimleri olan oyuncular, film için gönüllü olarak bir araya gelmiş. (V) Bu durumda film, büyük bir seyirci kitlesi yakalayacak gibi görünüyor.

Bu parçada aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılırsa düşüncenin akışında bir bozulma olmaz?

(I) Son yıllarda sinemamızda rastlanmayan, herkesin özlemini duyduğu nitelikli bir film bu. (II) Birçok festivalden ödülle dönen yönetmen, onu "yerli ve çağdaş bir film" olarak tanımlıyor. (III) Film, açmazları yüzünden gerçek tercihlerine yönelemeyen insanların hazin öyküsünü konu alıyor. (IV) Filmin yönetmeni hepimizin yakından tanıdığı bir isim: Yusuf Kurçezli. (V) Filmin başkahramanlarının tercihleriyle bulundukları ortamın uyumsuzluğundan kaynaklanan ikilem, seviyeli bir anlatımla sunulmuş.

Bu parçanın anlatım akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?

Her ne kadar Bernanos'u sevdiğini söylüyorsa da, eleştirilerinde onun gibi yırtıcı değil bu eleştirmenimiz. İncelikle iğneliyor ve haksız olmaktan kaçınıyor. Düşünülmeden söylenen sözlere, yüzeysel ve kolay değerlendirmelere, slogan ve klişelere karşı ödünsüz bir uğraş veriyor. Bağnazlığa karşı acımasız. Gerçeklerden uzaklaşan saptırmalara karşı titiz bir savaşçı. Yazılarında kullandığı alıntılar da bilgiçlik taslamak için alınmış değil. Çağdaş ya da klasik bilim adamlarından, düşünürlerden seçtiği sözler, yerel, toplumumuza özgü bir sorunu incelerken okurun, bir anda uluslararası, küresel bir boyuta uzanmasını sağlıyor.

Bu parçada sözü edilen eleştirmenle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Erciyes, yalnızca İç Anadolu Bölgesi'nin en yüksek dağı değil, aynı zamanda antik çağ ikonografisi içinde en çok betimlenmiş dağ ve dağ tanrılarından biridir. Erciyes'i konu alan sikke, gemma ve değişik objeler üzerine bugüne kadar çeşitli araştırmalar yapılmış. Ama Erciyes konusunda ülkemizde yayımlanmış monografik yapıtların sayısı yok denecek kadar az. Piyasaya yeni çıkan "Antik Çağ İkonografisinde Erciyes" adlı kitap bu açıdan önemli bir boşluğu dolduruyor.

Bu parçada Erciyes ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Kitapları kimler okur? Hele roman, hikaye türünden olanları? Söyleyeyim. Gençler okur. Ben okuyucularımın çoğunun genç olduğunu biliyor, bundan da gurur duyuyorum. Onlar yeni düşüncelerle, yeni bakışlarla bugünleri sırtlanıp yarınları kotaracak olanlardır. Büyükler hiç ama hiç alınmasınlar, hatta yazarlar, edebiyatla meşgul olanlar dahi bu tür kitaplara her nedense vakit ayırmıyorlar. Onun için de roman, hikaye, şiir piyasasında neler oluyor, bundan habersizler. Ama bu konuda fikir beyan etmek sırası geldiğinde "Eskilerden kimler kaldı?" yakınmasındalar...

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

Geçmişin ağırlığıyla yıpranmış müze binasının zemin katındaki etkinlikler buraya bir ölçüde yaşam soluğu katıyor sanırım. Bu nedenle mütevazi katılımıyla gerçekleştirilmiş olan "Kağıt İşleri Sergisi"ni bütün genç sanatçıların önemsemeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, kağıt; sanatçının hem yaratıcı becerisine, zekasına, otoritesine boyun eğen, hem de en korkulacak malzemelerden biridir. Öyle ki teknoloji ürünü yapay ve gösterişli pek çok malzemenin gizlediği, görünmez kıldığı yeteneksizliği ve beceriksizliği asla bağışlamayan, yaratıcı düş gücünün yoksulluğunu ifşa etmekten kaçınmayan bir malzemedir. Kağıt, sadece sanatçının yetkin otoritesiyle uyumlu hale getirilebilir. En klasik, aynı zamanda en sanatsal malzeme olan kağıt genç bir sanatçının tüm imgelem gücünü, fantezilerinin zenginliğini, yaratıcı zekasını sarıp sarmalamaya hazırdır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

Geçenlerde bir yazı okudum. Yazıyı yazan, aslında öyle olmamasına karşın iyi niyetle hareket etmiş görünüyor. Taraf tutmuyormuş gibi görünüyor. Okuduklarıyla ilgili büyük büyük laflar ediyor, bu arada anlayışsızlığını da bir hayli ortaya koyuyor. Ama okuru safiyetine, samimiyetine inandıran bir tarafı da var. Kendini bu işler üzerinde bazı şeyler bilirmiş gibi gösteriyor.

Bu parçada yazar, sözünü ettiği kişiyle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinmemiştir?